uzun yollardan sonra
sevdiklerimiz ile
evdeyiz bugün hepimiz...
o, evden okuluna erişti
okuldayım, ulaştım yatıyorum dedi
evinde...
diğeri, haber verdi ardından
okul yolundan
ben de geldim, evdeyim şimdi dedi
yerinde...
öbürü, o da kendi okuluna vardı
vardı ki bu kendi evinde demektir
güvende...
bir diğeri, aradı hatır sormak için
nasılsınız diye
nereden arıyorsun dedim
evdeyiz dedi
evimizde...
diğer ikisi aramadı ama
biliyorum ki
onlarda evlerindeler her zaman ki gibi
yemek yemekteler bu saatte veya dinlenmektedirler
koltuklarında...
ve o
dalganın içinden çıkmış kıyıdan bir an yoldayken
fırtınadan
arabasından
yaşamın sonunu hissetmek bu olsa gerek dedi bana...
o günün sabahı böyleydi
ya akşamı
doğan, doğacak olan ve onları doğuran ile birlikte...
eşiyle
ailesiyle
birlikte
evinde...
biz, hele biz, ikimiz
evlerimize ulaştık bugün ama, hiç sormayın
yaşanılanların bir yerlerinden döndük galiba...
yaşamlarımızın bir yerlerinden döndük galiba...
biliyoruz
hayatın iğne deliklerinden geçtik...
yaşadık
anlıyoruz
meşakkatli yollardan, karlardan, kıştan geçtik
ve sonunda o evine ulaştı bekleyenlerine...
ben evime ulaştım bekleyenime...
ulaştık
bekleyenlerimize
evlerimize...
belli ki dönmemiz ulaşmamamız
nasip görülmüş bugün...
hepimize...
düşünmeyenin, yaşamayanın, hissetmeyenin, inanmayanın anlaması
beklenmez
hak , hak gördü bu gün bunu bize...
bildiğim bir günüm bu, ya bilmediklerim...
ulaşamayanlar
dönemeyenler
dönüp de bulamayanlar
sabır...
ya sabır...
ne olursak olalım bu herkes için önemli
beride kalan debelenmelerin hepsi
taşınan kimliklerin her biri
hayatın bazen hoş bazen boş oyunu
insanız biz
hepimiz...
önemli olan evde olmak hepimiz için...
evdekileri bulabilmek...
şükür demek gerek...
ulaşabilmenin kıymetini bilmek gerek...
kavuşabilmenin kıymetini bilmek gerek...
gidecek bir evin
evde bir bekleyenin
bekleyenlerin olduğunun kıymetini
anlamak gerek...
tersi yaşanmadan bilinmezmiş...
acı tatmadan anlaşılamazmış...
nasıl astım olmadan nefes almanın
yitirmeden değeri sağlığın
kaybetmeden evin varlığının
bulunamayınca bekleyenin
kıymeti bilinmezse...
sanki kontratımız varmış gibi hayat ile...
sanırız varacağız...
sanırız bulacağız...
hep...
olmayacakmış gibi tersi kendimize
hiç...
kıymet bilmek gerek...
şükür demek gerek...
yoldakiler evinde, bekleyenler evde
şükür...
evdeyiz bugün hepimiz...
Tuncay D. Kalemoğlu
www.tdkalemoglu.blogspot.com
12.Ocak.2015
Kanlıca-İstanbul
15 Ocak 2015 Perşembe
5 Ocak 2015 Pazartesi
kanlıca' dan geçti kavak vapuru...
az evvel
kanlıca' dan geçti kavak vapuru
önümden
iskelede çayımı yudumlarken...
biraz yağmur
biraz soğuk
biraz dalga sesi
meze oldu sanki...
bir bardak çayıma...
martıların sesine...
boğazın görüntüsüne...
bir nefes tütüne...
hayatı basit yaşamak lazım...(*)
eve gitmeden önce
kavak vapuru kanlıca' dan geçti az evvel
önümden
iskelede çayımı yudumlarken...
***
Tuncay D. Kalemoğlu
04.Ocak.2015
Kanlıca, İstanbul.
www.tdkalemoglu.blogspot.com
(*) Ayşegül...
kanlıca' dan geçti kavak vapuru
önümden
iskelede çayımı yudumlarken...
biraz yağmur
biraz soğuk
biraz dalga sesi
meze oldu sanki...
bir bardak çayıma...
martıların sesine...
boğazın görüntüsüne...
bir nefes tütüne...
hayatı basit yaşamak lazım...(*)
eve gitmeden önce
kavak vapuru kanlıca' dan geçti az evvel
önümden
iskelede çayımı yudumlarken...
***
Tuncay D. Kalemoğlu
04.Ocak.2015
Kanlıca, İstanbul.
www.tdkalemoglu.blogspot.com
(*) Ayşegül...
1 Ocak 2015 Perşembe
GEÇEN ZAMAN, anlayamıyorsun ki...
bir fotoğraf gördüm bu gün bir yerde
yaşlı bir bayan
bir odada otururken masa başında sandalyede
arkadan görünen
bakarken masada duran bir çerçeveye...
masa ve sandalye oldukça eski
odanın içinin atmosferi ise
tam bir yalnızlık...
beyaz saçlar
çökmüş omuzlar
anlaşılmakta kadının oturuşundan
belli ki
oldukça yorgun ve yalnız
bitmiş amaçlar...
yaşı seksen üzeri
belki de doksandan da fazla gibi...
masanın üzerinde baktığı çerçeve
içinde genç bir kadın resmi
daha on sekizinde sanki
eski zamanların çekilen resimleri olur ya hani
annelerimizin
yakınlarımızın olduğu gibi
yan duruş
genç bakış
tazelikte var
güzellikte
bakışlarda anlam yüklü
umutlu
çerçeve içindeki resimde...
otururken arkadan görünen yaşlı bayan
yüzü masaya ve çerçeveye dönük
bakmakta
sandalye de oturmakta
arkadan oturuşu bile
ben yorgunum artık demekte...
önce çerçevenin içindeki bir fotoğraf sanılıyor
baktığı
eskilerde çekilmiş
kenarları hafif sararmış geçmişi anlatırcasına
ama dikkatlice bakınca anlaşılıyor
bir resim çerçevesi değil
o bir ayna...
aynada görünen genç kadın yüzü ise...
yaşlı bir bayan
bir odada otururken masa başında sandalyede
arkadan görünen
bakarken masada duran bir çerçeveye...
masa ve sandalye oldukça eski
odanın içinin atmosferi ise
tam bir yalnızlık...
beyaz saçlar
çökmüş omuzlar
anlaşılmakta kadının oturuşundan
belli ki
oldukça yorgun ve yalnız
bitmiş amaçlar...
yaşı seksen üzeri
belki de doksandan da fazla gibi...
masanın üzerinde baktığı çerçeve
içinde genç bir kadın resmi
daha on sekizinde sanki
eski zamanların çekilen resimleri olur ya hani
annelerimizin
yakınlarımızın olduğu gibi
yan duruş
genç bakış
tazelikte var
güzellikte
bakışlarda anlam yüklü
umutlu
çerçeve içindeki resimde...
otururken arkadan görünen yaşlı bayan
yüzü masaya ve çerçeveye dönük
bakmakta
sandalye de oturmakta
arkadan oturuşu bile
ben yorgunum artık demekte...
önce çerçevenin içindeki bir fotoğraf sanılıyor
baktığı
eskilerde çekilmiş
kenarları hafif sararmış geçmişi anlatırcasına
ama dikkatlice bakınca anlaşılıyor
bir resim çerçevesi değil
o bir ayna...
aynada görünen genç kadın yüzü ise...
o fotoğraf bir mizansen...
düşünen fotoğraf sanatçısının anlatmak istediğini yansıtan
geçmişte kalana bakılan...
yaşlı kadının gençliğindeki yüzü idi...
aynada görmek istediği...
gençliğindeki hatırladığı yüzü
yaşlı kadının...
ama gerçek olan bu değil...
aynada görünen de aslında bu gün
o gün değil...
görülen
gönlün görmek istediği
görülmek istenen
sadece akıllarda kalan...
aynada görülemeyen...
aynada görünmeyen...
mizansende anlatılan, yaşanmış olan...
ruh hali...
ama herkeste mutlaka bulunan
yaş hali...
neredeyse farklı farklı olan her birimizde...
gerçek hayat da
ne yazık ki kurgulanamıyor arzulanan mizansen...
aynada hele hiç...
asla görülemiyor hayallerde özlenen...
artık sadece hatırlanan...
artık sadece görülmek istenen...
ama görülemeyen...
***
o gün masanın üzerindeki resimlerimiz öyle idi...
fark edemediğimiz o günlerde
gençliğimiz...
kabullenemediğimiz bu günlerde
geçmişliğimiz...
hükme-demediğimiz ise
zaman...
düşünen fotoğraf sanatçısının anlatmak istediğini yansıtan
geçmişte kalana bakılan...
yaşlı kadının gençliğindeki yüzü idi...
aynada görmek istediği...
gençliğindeki hatırladığı yüzü
yaşlı kadının...
ama gerçek olan bu değil...
aynada görünen de aslında bu gün
o gün değil...
görülen
gönlün görmek istediği
görülmek istenen
sadece akıllarda kalan...
aynada görülemeyen...
aynada görünmeyen...
mizansende anlatılan, yaşanmış olan...
ruh hali...
ama herkeste mutlaka bulunan
yaş hali...
neredeyse farklı farklı olan her birimizde...
gerçek hayat da
ne yazık ki kurgulanamıyor arzulanan mizansen...
aynada hele hiç...
asla görülemiyor hayallerde özlenen...
artık sadece hatırlanan...
artık sadece görülmek istenen...
ama görülemeyen...
***
o gün masanın üzerindeki resimlerimiz öyle idi...
farklı...
bu gün aynadaki yüzlerimiz böyle oldu...
bu gün aynadaki yüzlerimiz böyle oldu...
farklı...
fark edemediğimiz o günlerde
gençliğimiz...
kabullenemediğimiz bu günlerde
geçmişliğimiz...
hükme-demediğimiz ise
zaman...
akıp gidiyor yıllar ile birlikte...
geçen zaman
anlayamıyorsun ki…
01.01.2015, Kanlıca.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)