yürü...
demem o ki yetişmeye çalışmak için koşma
ona göre seç hedefini ve yolunu
ulaşmaya çalışmak için yürü...
sana sırt üstü yat bir şey yapma demiyorum
hele hedef koyma hiç demiyorum
ama yolunu çizerken farklı bir yöntem kullan diyorum...
neymiş
inişli yokuşlu hayat için mücadele gerekirmiş...
tamam
yakalamak ilerlemek başarmak için çok çalışılmalıymış...
ona da tamam...
kardeş sen bunların hepsini yap
ama koşma yürü...
ister yavaş yürü
ister hızlı yürü
ama hep yürü...
demem o ki sana
hem durma hem koşma ama hep yürü...
göreceksin denilenlerin hepsi olacak
olacak ama bir farkla...
hem durma hem koşma ama hep yürü...
göreceksin denilenlerin hepsi olacak
olacak ama bir farkla...
kaçırmayacaksın o zaman...
neyi mi
dinle bak şimdi beni...
inişli yokuşlu olan hayat değil aslında
inişliyi yokuşluyu oluşturan koşuşturan insan...
her şeyi bilir ya...
yok mu bu hayatın normal eğimle akan suyu
var...
nehirler yukarı mı akar hayatta
hayır...
veya ne kadarı hırçın akar aşağıya
bilmem...
ya da ne kadarı dingin akar yolunda
alınacak bir nefes...
yatılacak bir döşek...
anlaşılacaktır bu sözün anlamı günün birinde herkesçe
yürü bileğin burkulmadan
burkulursa da sar sarmala devam edersin...
konular hakkında söylerse bir şeyler sana
uzun uzun anlatarak doğrularını
devam ederse ardından sallamalarına
uzay çağı filan gibi iletişim teknolojileri modülü mesela...
ardından da bir dolu laf kalabalığı sallayan...
yok mu bu hayatın normal eğimle akan suyu
var...
nehirler yukarı mı akar hayatta
hayır...
veya ne kadarı hırçın akar aşağıya
bilmem...
ya da ne kadarı dingin akar yolunda
onu da bilmem...
yok mu bu hayatın düzü
çok...
o zaman...
gerekli olanın hepsi...
yok mu bu hayatın düzü
çok...
o zaman...
gerekli olanın hepsi...
alınacak bir nefes...
yatılacak bir döşek...
sarılacak bir can...
giyilecek bir hırka...
yenilecek bir lokma...
yenilecek bir lokma...
kadardır aslında hayatta...
diğerleri
diğerleri
hırsın kadar doyumsuzluğun kadar ekstra...
anlaşılacaktır bu sözün anlamı günün birinde herkesçe
ya erken bir günde...
ya son kertede...
ya son kertede...
ya da teneşirden önce...
bunu anlamayan çok olsa da hayatta
hiç önemsenmese de çoğu mekanda
göz ardı etme
koy bir kenara bu sözü sen...
bu felsefe kime uyar
bu felsefe kime uymaz bilemem...
bu felsefe uyar bulana...
bu felsefe uymaz bulamayana...
bu felsefenin anlamını bulamayan koşar...
bu felsefenin anlamını bulamayandır koşan...
sen yürü kardeş
hızlı veya yavaş ama sadece yürü...
yürü ayağın takılmadan
takılırsa da kalk gene devam edersin...
bunu anlamayan çok olsa da hayatta
hiç önemsenmese de çoğu mekanda
göz ardı etme
koy bir kenara bu sözü sen...
bu felsefe kime uyar
bu felsefe kime uymaz bilemem...
bu felsefe uyar bulana...
bu felsefe uymaz bulamayana...
bu felsefenin anlamını bulamayan koşar...
bu felsefenin anlamını bulamayandır koşan...
sen yürü kardeş
hızlı veya yavaş ama sadece yürü...
yürü ayağın takılmadan
takılırsa da kalk gene devam edersin...
yürü nefesin tükenmeden
tükenirse de soluklan yine gidersin...
tükenirse de soluklan yine gidersin...
yürü bileğin burkulmadan
burkulursa da sar sarmala devam edersin...
yeter ki kafanı gözünü patlatmadan yürü
ama hep yürü...
eğer birisi sana koşmanı söylerse
kendince baktığı hayat felsefesiyle
ama hep yürü...
eğer birisi sana koşmanı söylerse
kendince baktığı hayat felsefesiyle
bilgiççe...
böyle olmalı bu çağda filan falan derse
akıl dolu açıklamalarıyla hani
akıl dolu açıklamalarıyla hani
kendince...
anlatırsa gerekçelerini emin tok bir ses tonuyla
şöyle bir de bakış atarak yandan hani
tarzıyla...
konular hakkında söylerse bir şeyler sana
uzun uzun anlatarak doğrularını
akıllıca gibi...
tamam...
dinle...
devam ederse ardından sallamalarına
uzay çağı filan gibi iletişim teknolojileri modülü mesela...
yüksek katma değerli hedeflerin önemi
bilişim teknolojileri metodunun gelişimdeki etkisi
bilişim teknolojileri metodunun gelişimdeki etkisi
öyle ya
nanoteknolojinin bilimsel ve gereksel konuları hakkında
ya da küresel rekabet koşullarının günümüzde yeri...
nanoteknolojinin bilimsel ve gereksel konuları hakkında
ya da küresel rekabet koşullarının günümüzde yeri...
filan
falan
mesela...
mesela...
tamam...
güzel
bunları da dinle
haklısın de...
ama kardeş sen koşma
beni dinle...
ara ara dur...
ara ara bak...
ara ara dokun...
ara ara hisset...
ara ara tat...
ara ara konuş...
ara ara dinle...
ara ara dinlen...
neden biliyor musun
kaçırırsın...
çünkü koşanların göremediklerini kaçırırsın...
çünkü koşanların umursamadıklarını yitirirsin...
bazı tatları tadamazsın...
yürürsen eğer ya görürsün ve dokunursun
bu senin tercihindir...
öndekini yakalayayım diye koşarsan olabildiğince hızla
tek bir veya çok hedefin hırsları uğruna
aldığın bireysel bencilce hazla...
kaçırırsın...
kaçırırsın değer vermek gerekenleri...
kaçırırsın değer verdiklerini...
kaçırırsın değerlilerini...
kaçırırsın değerlerini...
kaçırırsın diğerlerini...
hayatı kaçırırsın
hayatın içindeki bir çok lezzeti kaçırırsın
yüzlercesini binlercesini kaçırırsın...
iyi ama neden...
çünkü
göremediğini de dokunamadığını da tadamazsın koşarken
o yüzden
tatları...
ama kardeş sen koşma
yürü...
beni dinle...
ara ara dur...
ara ara bak...
ara ara dokun...
ara ara hisset...
ara ara tat...
ara ara konuş...
ara ara dinle...
ara ara dinlen...
neden biliyor musun
kaçırırsın...
çünkü koşanların göremediklerini kaçırırsın...
çünkü koşanların umursamadıklarını yitirirsin...
bazı tatları tadamazsın...
yürürsen eğer ya görürsün ve dokunursun
bu senin tercihindir...
koşarsan eğer ne görebilirsin ne dokunursun
bu da senin tercihindir...
bu da senin tercihindir...
öndekini yakalayayım diye koşarsan olabildiğince hızla
tek bir veya çok hedefin hırsları uğruna
aldığın bireysel bencilce hazla...
kaçırırsın...
kaçırırsın değer vermek gerekenleri...
kaçırırsın değer verdiklerini...
kaçırırsın değerlilerini...
kaçırırsın değerlerini...
kaçırırsın diğerlerini...
hayatı kaçırırsın
hayatın içindeki bir çok lezzeti kaçırırsın
yüzlercesini binlercesini kaçırırsın...
iyi ama neden...
çünkü
göremediğini de dokunamadığını da tadamazsın koşarken
bunların farkına bile varamazsın yanından hızla geçip giderken...
o yüzden
dur...
soluklan...
bak...
dokun...
tekrar yürü...
bu gün sana koş diyenler
bir gün koşamayacak duruma geldiklerinde
halen yürüyerek yanlarından geçenleri seyredecekler...
dokun...
tekrar yürü...
bu gün sana koş diyenler
bir gün koşamayacak duruma geldiklerinde
halen yürüyerek yanlarından geçenleri seyredecekler...
ve onların yürürken fark ettikleri değerleri...
tatları...
zevkleri...
sevdiklerini...
yaşadıklarını...
hissettiklerini...
sevdiklerini...
yaşadıklarını...
hissettiklerini...
keyifle anlatırken öylece bakıp dinleyecekler...
koştukları günlerde kaçırdıklarını anlarlarsa eğer
ki çoğu anlamayacaktır...
bırak isteyen koşsun
tadını alamadan diğerlerinin...
uzun yürü sen
tadını alarak değerlerinin...
öyle veya böyle
gün gelecek zaten duracaksın soluk bittiğinde...
o yüzden koşma uzun yürü sen soluk yettiğince...
koştukları günlerde kaçırdıklarını anlarlarsa eğer
ki çoğu anlamayacaktır...
belki de koştukları günlere yanacaklar...
ama anlayıp ta yansalar bile
inan bana çoğu konuşmayacak
öyle sessizce bakıp susacaklardır...
ama anlayıp ta yansalar bile
inan bana çoğu konuşmayacak
öyle sessizce bakıp susacaklardır...
bırak isteyen koşsun
tadını alamadan diğerlerinin...
uzun yürü sen
tadını alarak değerlerinin...
öyle veya böyle
gün gelecek zaten duracaksın soluk bittiğinde...
o yüzden koşma uzun yürü sen soluk yettiğince...
ne demek istediğimi anlamadığın bu genç günlerinde
zaman geçip gitmiş olacak...
ne demek istediğimi anladığın o geç günlerinde
hayat geçip bitmiş olacak...
zaman geçip gitmiş olacak...
ne demek istediğimi anladığın o geç günlerinde
hayat geçip bitmiş olacak...
bu yazdıklarımı ne zaman anlayacaksın biliyor musun...
yaş olduğunda değil...
ya yaş aldığında...
ya yaşlandığında...
hayatı kaçırırsın koşarken...
13.Mart.2017, Antalya.
13.Mart.2017, Antalya.
Tuncay D. Kalemoğlu
https://twitter.com/tdkalemoglu