geçen pazar sabah kahvaltısında
hanımım sordu bana
sana ne oldu böyle diye...
ne olmuş ki bana dedim
sordu
botoks mu yapıyorsun yüzüne dedi.
hayır dedim
sonrası sordum ama neden diye
iyi görünüyorsun da ondan
göz kenarında ki kırışıklıklar yok olmuş dedi...
bilmem
keten tohumu ve keçi boynuzu özü içiyorum sabah akşam
bir de kefir
bundan dolayıdır belki de dedim...
eh malum
yaş kemale erişince bir aralıktan...
ardından da belirince ve azalınca sayılacak seneler
ufaktan...
yaklaşınca yol ötesi ve görününce son mekanlar
ufuktan...
haliyle sağlığını da artık düşünüyor insan...
hadi gelin eğri oturalım
adını da doğru koyalım
çok fazla felsefe yapmadan
bir şey korkusuyla diyelim buna...
önceleri ermiyor akıllar...
sonraları anlıyor erenler...
bir şey korkusuyla diyelim buna...
önceleri ermiyor akıllar...
sonraları anlıyor erenler...
Ömer dedenin Bekir dedeye dediği gibi...
'' yaşlılıkta okka okka çıkar
gençlikte dirhem dirhem girenler...''
bunu herkes anlar da
bunu herkes anlar da
bir zamanlar da
evvelsi umursamazlar erken zamanda...
evvelsi umursamazlar erken zamanda...
ama sonrası
doğru yanlış anlatılanlara sarılırlar...
tohumdu
bitkiydi
şerbetti
özüydü
suyuydu
buyuydu
şusuydu
busuydu derken...
kimileri derisinin altına şırıngalatır ilacı balon gibi şişerler...
kimileri gençleşme yolunda orasına burasına sürerler...
kimileri de sağlık versin diye umutla içerler...
benimkisi de öyle bir şey işte
keten tohumuydu kefirdi keçi boynuzu özüydü derken
adına artık bunun nasıl denirse
sağlık ve bakım yapılan yaşlar oluyor bunlar herhalde
serde kendince...
geçen zamanı her nedense
yakıştıramaz kimse kendine...bir zamanlar dik duran kafaların kıçları
felsefe yaparak zevahiri kurtaracağım derken
zamanı gelen bir günde yere değer...
aşağıya eğilmeye başlar dalları...
her neyse
biz dönelim konumuza
nereye bağlayacaktım mevzuyu ben
şuraya
sonra düşündüm de bir ara kendi kendime
botoks da yaptırmıyordum oysa
neden yüzümdeki kırışıklıklar gitsin ki diye...
gittiyse o yıllarıdır yaşanılan karışıklıklar
yani yüzümde ki kırışıklıklar...
botoks da yaptırmıyordum oysa
neden yüzümdeki kırışıklıklar gitsin ki diye...
gittiyse o yıllarıdır yaşanılan karışıklıklar
yani yüzümde ki kırışıklıklar...
sanırım sebep şu olsa gerek
işi kafada bitirmek...
palamarları çözüp yelkenleri açarak...
gözü karartıp kadırgaları yakarak...
kaligrafi yaparak...
TDK
tuncaydoğanKALEMOĞLU
21. kasım. 2018, Kanlıca / İstanbul