30 Temmuz 2015 Perşembe

MAZİ HAYATA YENİK DÜŞTÜ...

mazi...
mazimiz...

sebepsiz
tek kelime ile çıkarsa karşımıza
anlamı o kadar olur
az...

sebepli
hatırlatanı, hatırlananı ile çıkarsa karşımıza 
anlamı o kadar olur
çok...

herkesin özel mazisi kendine değerli
kendisi kadar...
kişisel
özelimiz...
herkesin genel mazisi hepimize değerli
hepimiz kadar...
ortak
genelimiz...

özel mazileri yazamam
özel mazileri bilemem bile 
ama genel mazilerimizi
hepimizin genel mazilerini...
bilirim çoğunu
biliriz çoğunu

topaç...
çelik çomak...
tel araba...
misket...
ayak topu
ağızla şişen ve bağcık ile bağlanan
patlamasın diye bağlanan yere deri konulan
kaçımız hatırlar bu konulan deriyi
kaçımız hatırlar bu derinin adının get olduğunu 
kaçımız hatırlar bu topu...
bir de parasızlıktan farklı olan
naylondan
patlayan plastik topun içine naylon tıkıştıran
kaçımız fakir oldu 
naylon tıkıştırılıp yapılan top ile oynayacak kadar...

mazi...
mazimiz...
sadece bir kaçı
çocukluğumuzdan kalan geride...

siyah önlük
beyaz yaka
erkeklerde düz kızlarda dantelli olanı...
gislavet dediğimiz lastik ayakkabılar
kaçımız fakirdi acaba onu giyecek kadar...

ortaokul lise şapkalarımız
öğretilenler
ülke değerlerimiz...
yurttaşlık ülkülerimiz...
bayramlarımız...
el öpmeler-imiz...
bayram mendillerimiz...
aile bağlarımız...
ulus değerlerimiz...

27.Aralık.1947
içimizde ki soysuzun 
içimizde ki soysuzların
el adamı ile yaptığı  eğitim anlaşması öncesi 
aldıklarımız...
bize ait olanlar ile yapılan
akıl
bilim
ilim
inanç değerlerimiz ile yapılan 
ama sonradan 
el adamının kucağına atılan
eğitimimizden geride kalan...

mazi
mazimiz...

sonrası
köy enstitü-süz bırakıldığımız yıllardan sonra
değişen ve değiştirilen

mazi
mazimiz...

sonrası
bozuk olan binlerce birleşeni ile
bireyin eğitimsiz-leştirilmesinden sonra 
toplumun dönüştürülmesine giden yol...

soysuzlar-la...
soysuzlar-ca...

kendimizce mutlu olduğumuz anları 
yaşadığımız günlerden
bu günlere
kimliğimizden kopmalar...
akıl
bilim
inanç
değer
yoksunu birey olanlar...
görüntüsü olan ama içleri boş çuvallar
ve ötesi özenti kişilikler...

zavallılık...

zor gelecek inanmak size
hemen karşı çıkacak ve kabullenmeyecek
işlenmiş belleğinizi terk edemeyecek
yönetilmiş aklınızı bırakamayacaksınız...

söyleyince zor olan doğruları birileri size
söyleyince zor olan yanlışları birileri size
sokacaksınız 
o akıllı sandığınız kafanızı kuma...
ama
geriniz hep kalacak havada...

http://tdkalemoglu.blogspot.ru/2015/03/ah-biz-ahmaklar.html

ve şöyle tepki vereceksiniz...

çağdaşım diyenleriniz komplo diyecek
inançlıyım diyenleriniz günah diyecek

ama siz
söylenen yalanlara inanmaya devam edeceksiniz...
ve öyle bakacaksınız anladığınız zaman gerçekleri 
çaresizce...
kiminiz ise ne var bunda diyecek burun kıvıracak
çoğu zaman anlamayacaksınız bile...
birileri içinden gülerek ve seyrederek bakacak
orta malı olmuş halinize...
orta malı olmuş halimize...

http://tdkalemoglu.blogspot.ru/2011/01/orta-mali.html

mesela

https://www.youtube.com/watch?v=XHFwob-g-5E

İsrail' in milli halk şarkılarından birisinin melodisi ile " memleketim " ...
İsveç' in milli şarkılarından birisinin melodisi ile " dağ başını duman almış " ...
söylettirilmiş-tir bize
halen söylettirilen hepimize...

ama
bunu kabullenmeyecek 
veya
doğru olduğunu anladığınız zaman ise şaşkınca bakacaksınız
inanmayacak
inanmak istemeyecek
ve
gene bildiğiniz 
melodisi bize ait olmayan marşları söylemeye devam edeceksiniz...

oysa
el adamı öyle ister
çünkü beyinlerin uyuşması ve satın alınması için
çok önceden çökmüştür üzerimize
karanlık sisler...

coşar yazık yüreklerimiz sanki yokmuş gibi bize ait olan 
sinsice söylettirilen-le...
bilen ve gören göz
anlayan ve hisseden gönül yüreği  derinden sızlar 
alıklaşmış akıllara baktıkça 
sessizce izler...

bir diğeri ise 
dokuz-yüz doğru olan hadis sonrası 
dokuz-bin sahtesi ile doldurulmuş arkası...
dokunsan yıkılacak noksan akıllar bağnaz kafaya inanır
resmin günah 
resmedenin katli vacip anlatımına
mesela...

ve yobazın yalan olan hutbeler ile işlediği karanlıklar
dinleyen beyinlere
inanan gönüllere
ümmetim diyenlere
yazık bu millete...

her bir değerimizin bozularak
beyinlerimizin doğrumuzdan uzaklaştırılması...
akıllarımızın mazimizden uzaklaşması...
bize ait olanın dışında 
hayatımızın nakış gibi işlenmesi...
geride kalan
bize ait olan kayıp 

mazi...
mazimiz...

artık olmayan
bugüne kalmayan
usta çırak
öğretmen öğrenci
çocuklar ve anne baba
ihtiyar genç ilişkisi
ve inançlarımız...

neyse
bu devam eder gider böyle...

ne bu sıraladıklarım kaldı geride...
ne de aklıma gelse de  yazmadıklarım...
ne de aklıma gelmeyip yazamadıklarım...

ne simgesel olarak tanımlayabileceklerimizin adı kaldı bu gün...
ne imgesel olarak anlayabilecek bireylerimizin sanı kaldı bu gün...

eğitimliyim diyen sahiplenemedi mazimize
cahili ise zaten zavallı bir biçare... 
eğitimlinin cehaleti ise muhtaç eder namerde...

el adamının ve ona pezevenklik yapanların tuzağında...
dün bugün
hainin ve özenti olanın elinde...
Gazi ve Cumhuriyet düşmanlarının planladıkları kimlik kaybında...
roteryan
lions
mason
ve lanet olası el adamının kontrolünde...
ve her ne halt dernek, tarikat, oluşumların içindelerse...
ve her ne halt iseler daha...
kişilik ve kimlik arayışında olanlar 
zavallılar...

inançlıyım diyen sürüklendi karanlık dipsiz kuyuya
garibim zaten hep cehaletin elinde...

el adamının ve ona pezevenklik yapanların kucağında...
dün bugün
soysuzun ve bağnazın koynunda...
Gazi ve Cumhuriyet düşmanlarının planladıkları akıl kaybında...
fettullahçı
süleymancı
nurcu
ve lanet olası el adamının kontrolünde...
ve her ne halt dernek, tarikat, oluşumların içindelerse...
ve her ne halt iseler daha...
kişilik ve kimlik arayışında olanlar
zavallılar...

bağlayıcı 
ulus millet olma değerlerimiz sahipsiz kaldı... 
akılsızın 
ahmağın elinde...
akılsızlığın 
ahmaklığın yolunda...

bizi birbirimize
bizi geçmişimize
bizi geleceğimize bağlayacak olan 
mazi yalnız kaldı...
mazimiz yalnız kaldı ...
girdabın dayız artık hep birlikte
bildik garabetin içinde...
bildik gudubetin elinde...

yani bugün
hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak...(*)

zira
mazimiz hayata yenik düştü...
mazi hayata yenik düştü...(**)

Tuncay D. Kalemoğlu
17. Haziran. 2015
Mudanya
---

(*)   Ayşegül Kalemoğlu.
(**) Ali İhsan Karakaya, 17. Haziran. 2015, Bursa.