23 Nisan 2016 Cumartesi

sana gizli bir diyeceğim var...

Bu gün 23.nisan.2016,
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Kutlu olsun. 
Kutlu olsun da, kime? 

Bak bakalım dışarı,
kaç bayrak asılmış
iş yerlerine ve evlere.
Sen astın mı?
Hissettin mi? 

Peki sen,
bu gün bu bayramı kabul etmeyip
kutlamak istemeyenlerin,
Gazi ve Cumhuriyet düşmanlarının
peşinden gidenlerden misin?
Dokuz yaşında çocuk
evlenebilir diye fetva çıkaranların oy vericisi misin?
Ulus değerlerine
ve Cumhuriyet bağımsızlığına baş koyanların tırpanlanması için
altı yıl Ergene-kon kumpası yapanların,
sonra devleti paylaşamayıp birbirini yiyen soysuzların
destekçisi misin?
Erkek çocukların kapalı kapılar ardında ırzına geçen,
hem beyinlerini
hem vücutlarını
iğfal eden yasa dışı tarikat ve üyelerinin,
kafanın onaylayıcısı mısın?
Bunu örtbas etmek için bir celsede karar veren
hukukun mu savunucu-susun?

Gazi' nin kurduğu partiyi iğfal edip
düşmanlarını baş edenin peşinden giden,
'' sarı saçlım mavi gözlüm'' şarkısını çığıran mısın?
Gazi' nin kapattığı yobaz (dinci tüm tarikatlar/ Fethullahçılar)
ve çağdaş görünümlü
küresel tarikat ve derneklerde (mason ve diğerleri) dolanıp duran mısın?

Sana mı kutlu olsun bu bayram?
Bayrağı ve bayramı hissetmeyen sana mı?
Bayrak ve bayram düşmanı olanı anlamayan sana mı?

Gel bak,
yanaş,
sana gizli bir diyeceğim var... TDK 

***

embesil-lik-ler...

***
bilirsin
severim seni

çoğu zaman sessizde kalırım 
anlatmam pek
anlamazsın bazen 
yanlış dedim
bazen değil çoğu zaman anlamazsın...
küçük kafalılık yaparsın çünkü
ara ara da olsa
bir zaman gelir söylerim düşüncelerimi
bakarsın öyle
bir kaç şey dersin
sonra

dinlersin
bir anlamazsın da dinlersin
bir de anlamak istemezsin de dinlermiş gibi yaparsın
dinlemezsin
sıkılırsın zaten konuştuklarımdan
araya bir iki laf sokar iki söz edersin kendince
vallahi o an 
işte o an bitirirsin beni kalırım öylece
dişimi kıracağım bir gün 
senin yüzünden...

dedim ya
bazen küçük kafalılık yaparsın çünkü...
aptal değilsin ama aptallıklar yaparsın
kafan o kadar çalışır 
yaptıklarınla orantılı...

o da memlekete ve hepimize dokunuyor
deli ettin beni
patladım bak sonunda
senin yaptıkların ve yapmadıkların yüzünden
Gazi' nin Cumhuriyeti bitti o zamandan bu zamana...

merak etme
yeniden kurulacak...
senli veya sensiz diyemeyeceğim
çünkü sensiz olamayacak...

şimdi bunu okudun ya
işte bana yazıyor bunları diyorsun
biliyorum 
öyle de bakıyorsun şimdi bu satırlara...
bazen konuşurken yüzüme baktığın gibi...
güldüm bak şimdi kendi kendime
senin o halini hayal edince

doğru sana yazıyorum
yazıyorum da 
ulan bir sen değilsin ki bunu yazdığım...
kaç kişisiniz bilmiyorum
ama inan az da değilsiniz

o yüzden 
sana da yazıyorum
ona da yazıyorum
ötekine de de yazıyorum
tek tek isimlerinizi mi yazayım şimdi buraya
az da değilsiniz ki birader sürünüze bereket
tanıdığım
sevdiğim 
bir dolusunuz çoksunuz...

tanımadıklarım üstlerine alınmasın
sizleri bilmem
sizleri tanımam etmem bile ben...
bu bizim kendi aramızda 
yakınlarımla...  
arkadaşlarımla...
siz sadece şimdi aramızda ki geçenlere şahit oluyorsunuz...

***
bak
aramızda

sana gizli bir diyeceğim var
yakın gel
sokul ruhuma kadar
dinle kalbimi neler fısıldar...

pek güzel nihavent bir eserdir bu
üstad Selahattin Pınar bestesidir
güftesi Vecdi Bingöl' e aittir

usulü 
curcuna-aksak...

üstadın duygularının notaya taşındığı bir eserdir bu
bilen bilir
seven dinler
dinleyen anlar
müzik notasıdır bu...

müzik notası...

***
çok isterdim
güzel şeylerden bahsetmeyi sana
müzik gibi

ama benim anlatacaklarım bu değil
bende 
ne müzik keyfi var şu an 
bırakmadın...
ne edepli olmak isteği...
hak etmedin...

senden sebep...
sizden sebep...
haberin yok
kuruduk ülkece...
kuruduk milletçe...
kuruttun ulan beni...
kuruttunuz ulan hepimizi...

başka bir şeyler
başka bir şeyler var aklımda anlatmak istediğim
yaşadıklarımdan
bilebildiklerim den
hatırlaya-bildiklerimden

embesil-lik-ler...

hayat senin kafanın usulü ile biraz 
curcuna-aksak...

***

bak
aramızda

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
durma orada öyle 
yakınıma gel benim
sokul burnumun dibine kadar
yüzüme bakıp durma öyle
yanaştır o sağır kulağını bana
fısıldarken sessizce bağırmak-tayım aslında sana...
duyarsın diye
dinle kalbimde ne fırtınalar var...

ne demişti o kardeş sorana
hani
hani askerimizin kafasına çuval geçirmişti el adamı da
Süleymaniye' de
sormuştu birisi '' nota verecek misiniz efendim'' diye
kardeş şöyle cevap vermişti 
hatırla

'' ne notası bu
  müzik notası mı bu...''

hatırla
sana onlarca sebep sayılmıştı herkesçe onun için
açılım hainlik ve tuzak diye
el adamının pezevenkliğini yapıyorlar bunlar dedik
fettullah ile birlikte 
atladın üstüne
avucunda bir tutam tuz ile...
hıyar sandın ya zavallım
benim-kisi hıyar dedi diye...
sazan...

demedim mi sana yüz kere
bu adam-lar yaramaz diye
ne memlekete
ne sana 
ne bana 
yaramaz bu adam da bu işlerde dedik hepimize

BOP' a sokarken bizi 
BOK' a soktuğunu anlattık sana...

bu kardeş çıkamadığı BOK' un pisliğinden
yanlış anlama
büyük ortadoğu kaos' u bu...
bildiğin değil
aklın almazsa söyleyeyim dedim...
bak gene bakıyorsun öyle mel mel satırlara
yüzüme baktığın gibi...
neyse
bu kardeş kendini kurtarmak için çırpınmakta
daha önceki ortaklarının şerrinden kurtulmak için
hainlik yaptığı güçlere sığınmakta...
dün diğerleri tarafından kullanıldı
bu gün beri taraftakilerce kullanılmakta...

kıvrım kıvrım kıvranmakta...
kıvırmakta...
aldatıldım...
aldatıldık...
inanana...
sana...
sa-za-na...

çaresiz...
bakma şu an güçlüymüş gibi olduğuna
kardeş yanar döner...
bir gün hesap döner sap döner...

sen ne dedin kardeş
dünya lideri o
iyi bir inanç adamı diğeri
ben de inançlıyım dedin...
o da inançlı dedin...
diğeri de inançlı dedin...
ulan rol bu dedik 
kandırıyorlar kandırılıyorsunuz dedik
ama sen şunu dedin...
ama beriki bunu dedi... 

ama dinlemedin...
deli ettin abi deli ettin...

şimdi bombalar patlıyor sokaklarda
şok-tasın...
sebebini anlayacak kadar a-kıllı olsaydın eğer
zamanında denilenleri dinlerdin 
zamanında olanları anlardın
şimdi de pek anladığın yok ya

sen 
g.tünü-n kılıyım onun ben diyenler den mi 
olmak istiyorsun...
cahil zavallı dünyadan bihaber
sen 
o sahte ağlak fettullahın müridi kılıklılar-dan mı 
olmak istiyorsun
cahil zavallı dünyadan bihaber

sana gizli bir diyeceğim var
bu aramızda
çünkü senin yaptıkların em-be-sil-lik...

hayat senin kafanın usulü ile biraz
curcuna-aksak...

şimdi ne yapıyor bu kardeş
düşmanı olduğu Gazi ve onun değerlerine yamanıyor...
zaten bu ara 
kokan kıçı sıkışan Gazi' ye yanaşıyor...
öncesi umursa-mayanın 
ölüm döşeğinde Allah' ı hatırlaması ve sığınması gibi...

***

bak
aramızda

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
durma orada öyle 
yakınıma gel benim
sokul burnumun dibine kadar
yüzüme bakıp durma öyle
yanaştır o sağır kulağını bana
fısıldarken sessizce bağırmak-tayım aslında sana...
duyarsın diye
dinle kalbimde ne fırtınalar var...

ne demişti o kardeş kendisi için
ben Dersim' li yim demişti...
dikkat
Tunceli' li yim değil.
ne var bunda
ne fark var arasında diye sorarsan
aha
zaten bu soruyu sorduğun için 
dediğim yerdesin ya...
dediğim gibi adamsın ya...
mel mel bakan

hatırla
sana onlarca sebep sayılmıştı herkesçe
el adamıyla otelde gizli toplantı yaptı diye
TESEV' in 183. kurucu üyesi dendi
TESEV ne dedin anlamadın baktın öyle
atladın üstüne
avucunda bir tutam tuz ile...
hıyar sandın ya zavallım
benim-kisi hıyar dedi diye...
sazan...

demedim mi sana yüz kere
bu adam-lar yaramaz diye
bu adam yaramaz 
ne memlekete
ne sana 
ne bana 
yaramaz bu adam da bu işler de hepimize
yalan bu adam 

Cumhuriyet düşmanı dedik
habur PKK lısının avukatını yanına oturttu dedik
fettullahçıyı Gazi düşmanı yobazı parti meclisine aldı dedik
takkiye yapıyor
artık onuda yapmıyor açıktan açığa vuruyor dedik
dinletemedik...

sen ne dedin kardeş
ben Atatürkçüyüm dedin
bu Atatürk partisi dedin
bölünmeyelim dedin...
o da öyle dedin...
şunu dedin...
bunu dedin... 
ulan Atatürk mü kaldı sayenizde
Atatürk' ün partisi mi var şimdi ardınızda dedik

ama dinlemedin...
deli ettin abi deli ettin...

şimdi bombalar patlıyor sokaklarda
şok-tasın...
sebebini anlayacak kadar a-kıllı olsaydın eğer
zamanında denilenleri dinlerdin 
zamanında olanları anlardın
ama bölünmeyelim diyen körsün ya sonunda...

sana gizlice sessizce bir diyeceğim var
bu aramızda
çünkü senin yaptıkların em-be-sil-lik...

hayat senin kafanın usulü ile biraz 
curcuna-aksak...


şimdi ne yapıyor bu kardeş
düşmanı olduğu Gazi ve onun değerlerine yamanıyor...
zaten bu ara 
kokan kıçı sıkışan Gazi' ye yanaşıyor...
öncesi umursa-mayanın 
ölüm döşeğinde Allah' ı hatırlaması ve sığınması gibi...

***
bak
aramızda

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
durma orada öyle 
yakınıma gel benim
sokul burnumun dibine kadar
yüzüme bakıp durma öyle
yanaştır o sağır kulağını bana
fısıldarken sessizce bağırmak-tayım aslında sana...
duyarsın diye
dinle kalbimde ne fırtınalar var...

ne demiştim sana kardeş
bu tarikat dernek işleri iş değil...

hatırla

sana onlarca sebep sayılmıştı 
bu özgürlük eşitlik kardeşlik lafı yalan
yani demem o ki kandırmak için kullanılan doğru olan...
palavra yahu palavra ulan...
el adamının yolu olan...
masonluk...
atladın üstüne
avucunda bir tutam tuz ile...
hıyar sandın ya zavallım
benim-kisi hıyar dedi diye...
sazan...

demedim mi sana yüz kere
bu adam-lar yaramaz diye
bu dernek dedikleri hain karanlık tarikat yaramaz 
seni adam etmez
beline önüne beynine önlük takan...

ya diğeri sen...

sana onlarca sebep sayılmıştı 
bu din kardeşiyiz
hizmet grubuyuz
iyiyiz
efendiyiz lafı yalan
yani demem o ki kandırmak için kullanılan doğru olan...
palavra yahu palavra ulan...
el adamının yolu olan...
fettullah-çılık...
atladın üstüne
avucunda bir tutam tuz ile...
hıyar sandın ya zavallım
benim-kisi hıyar dedi diye...
sazan...

demedim mi sana yüz kere
bu hain karanlık tarikat yaramaz 
seni adam etmez
kafana tepene beynine bez takan...

hepsi Gazi' nin kapattığı şer odakları
ne memlekete
ne Cumhuriyete
ne sana 
ne bana 
yaramaz bu oluşum da bu işlerde hepimize

yalan bu mahviller Cumhuriyet düşmanı dedik
hepsi ortak
hizmet ettikleri el adamları aynı dedik
takkiye yapıyorlar
artık onuda yapmıyor açıktan açığa vuruyorlar dedik
el adamının pezevenkliğini yapmaktır bu işler dedik...


ama dinletemedik...
deli ettin abi deli ettin...

sen ne dedin kardeş

ben Atatürkçüyüm dedin
bu dernek-tarikat da Atatürk yolunda dedin

sen ne dedin kardeş

ben Allah yolundayım
bu tarikatlarda Allah yolunda dedin
bunlar iyi insan olmak dedin...

hepiniz

aidiyet duygusu zafiyeti olan zayıflığınız ile
kimlik ve kişiliğini bulma yolunda eksikliğiniz ile
katıldınız içlerine her bir karanlık mahvil-ler-in

neden diye sorunca
şunu dedin...
bunu dedin... 
anlattın durdun kendince

ama dinlemedin...
deli ettin abi deli ettin...

şimdi bombalar patlıyor sokaklarda
şok-tasın...
sebebini anlayacak kadar a-kıllı olsaydın eğer
zamanında denilenleri dinlerdin 
zamanında olanları anlardın
ama arkadaşlarımla oluyorum diyen 
devşirilenler-den-siniz...

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
bu aramızda
çünkü senin yaptıkların em-be-sil-lik...

hayat senin kafanın usulü ile biraz 
curcuna-aksak...

***

sadece sana 
gizlice ve sessizce bir diyeceğim var...

diğerlerine yazmıyorum 
çünkü onlar daha bir farklı
hatta onlar bin beter...
bin değil milyon beter...
sapkın...
hasta...
bağnaz...
yobaz...

***

sonunda olacak olanlar bu 
yaşadıklarımız hep beraber
anlamadığın
olabilecekler dahada beter aslında...

sen 
satılmış hain politikayı politikacıları anlamaz översen...
sen 
okumayıp uyursan veya oku-sanda anlamayıp durursan...
sen 
inançlıyım deyip Fettullah yalayıcısı olursan...
sen 
Atatürkçüyüm deyip mason, lions, roteryan devşirmesi olursan...
sen 
bir halt sanıp Avrupa Birliği dersen, ondan medet umarsan...
sen 
ulus değerler bir bir satılırken özelleştirme iyi dersen...
sen 
satılmış Nato paşası ile ülkeyi savunan Gazi' nin askerini ayırt edemezsen...
sen 
diline dinine tarihine kültürüne sahip çıkamazsan...
sen 
ülkene sahip çıkmazsan, çıkanların yanında olmazsan...

diğer bir dolu konuları yazmıyorum bile
bilebildiğim
sen hele bu yazdıklarımı bir anla da
oradan başlayalım

ve sen

yukarıda ki satırlarda yazılanların her birinin ayrı ayrı
ne anlama geldiğini anlayamayacak 
kafa-daysan eğer...
kafada değilsen eğer...
neyse diğer aklımdakileri yazmayayım şimdi
olmayacak

daha çok bombalar patlar
sokaklarda
caddelerde
kıçının dibinde...
kıçlarınızın dibinde...
kıçları mızın dibinde
sen uyanıncaya kadar...

dua et de bu burada kalsın 
yaşadıklarımız bu kadarıyla...
kalmaz ya

yanı başından namusun
yanı başımızdan namusumuz 
kaldırılmasın el adamının katillerince...
geçmişte ki tarihimizde yaşanılan gibi...
komşularda yaşanılanlar gibi...

zaten bir çoğunuzu da ancak bu uyandırır...

bak
Gazi  şöyle demiş zamanında
bana en büyük yardımı düşman yaptı
halka ettikleri zulümle
uyanmalarını sağladı...
sonra halkın hepsi geldi cepheye...

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
bu aramızda
çünkü senin yaptıkların em-be-sil-lik...

hayat senin kafanın usulü ile biraz 
curcuna-aksak...

bize...
hepimize...

***

bak
bu da aramızda ona göre
bir duyan olmasın ne olur

sana gizlice ve sessizce bir diyeceğim var
durma orada öyle 
yakınıma gel benim
sokul burnumun dibine kadar
yüzüme bakıp durma öyle
yanaştır o sağır kulağını bana
fısıldarken sessizce bağırmak-tayım aslında sana...
duyarsın diye
dinle kalbimde ne fırtınalar var...

yüzüne daha beterini söylerim bilirsin
buraya yazmayayım onları dedim
okuyan var
olmayacak
anlayacağın dilden yazayım bari daha da açıkça...

ne yapayım

lan olum...
küçük kafalı küçük adam...

eğer u-yan-maz-san...
eğer uyanmazsanız hep beraber...
eğer uyanmazsak hep beraber...
biteceğiz birlikte...

bunca zamandır
dinletemedim anlattıklarımı sana...
dinletemedi hiç kimse anlattıklarını sana...
dinletemedik kendimizi sana...
deli ettin bizi abi deli ettin...
deli ettin beni abi deli ettin...
deli ettiniz ulan hepimizi...
deli...

ne mi yapacaksın...
ben sana ne yaptığını söyleyeyim de 
sen ne yapacağına
sen ne yapmayacağına 
kendin karar ver artık...

bak
aramızda kalsın

sana
gizli falan da bir diyeceğim yok bu satten sonra
bundan sonra yazarsam bir daha
aklımdan geçipte yazmadıklarımı 
söylüyorum işte algılasana
söyledim de zamanında bin kere
yanaştır o sağır kulağını bana
bakma öyle yüzüme dedim ya sana
deli etme beni
aptal cevaplar da verme bana
küçük kafana sokulan o ahmak şeyleri...
dinledikçe onları midem kasılıyor zaten karşında
hasta ettin beni
bir daha diyeceğim sana
fısıldarken sessizce bağırmak-tayım aslında...
duyarsın diye...

yaptığın em-besil-lik-ler-i...
yaptığınız em-besil-lik-ler-i...
ya dinle anla...
ya oku anla...

yoksa
yoksa yaşayarak anlayacaksın neler olacağını
bundan sonra
olan senin yüzünden bize de olacak...

küçük kafalı herif...

***

kusura bakmayın
bunlar dostum ile aramızda...
hani var ya o bir tane orada olan
bir de şurada duran
işte bir de şurada ki
arkadaşım 
pek anlamıyor da olanlardan...

sizin gibi akıllı değildir de kendisi !...
anlattım ya yukarıda
anlamıyor...
anlamıyor...
dayanamadım da artık 
böyle oldu satırlar...

Tuncay D. Kalemoğlu
www.tdkalemoglu.blogspot.com 
19.Mart.2016, Ankara

2 Nisan 2016 Cumartesi

ses gitti, ses bitti...

o gün
o günlerde

metal sesini duydum dışarıdan
metal sesini duyduk dışarıdan
bir sağa
bir sola
otomatik kapı açılırken 
otomatik kapı kapanırken

sonra 

güvenlik isimleri saydı tek tek
maske verdi içeri girmek için hareketlen-enlere
seslendi ardından

iki kişi

her aileden sadece iki kişi lütfen...

güvenlik ile konuşurken
üçüncüler hep çırpınıyorlardı içeri girmek için

herkes kendisinin ne kadar önemli
bir diğerinin ne kadar gerekli olduğunu
ihtiyaç duyulduğunu anlatmaya çalışıyordu
uzun yollardan geldiğini iknaya çabalıyordu
ama güvenlik her seferinde şöyle diyordu

iki kişi

her aileden sadece iki kişi lütfen...

sonra kapıdakiler kendi aralarında konuşurlarken

sessizce
biri diğerine içeriye sen gir derken
öbürü ona olmaz sen girmelisin diyordu
oysa hepsi
hem kendisinin içeri girmesini istiyordu
hem diğerinin de içeride olmasını istiyordu
bu hep böyle devam edip gidiyordu
ama güvenlik her seferinde kararlı
şöyle diyordu sabit bir ifadeyle

iki kişi
her aileden sadece iki kişi lütfen...

hamle yapanlar 
geride kalanlar
içeri girenler
kimisi üzgün
kimisi bezgin
bakışlar donuk
yüzler içeriye girerken de aynı çıkarken de
tek fark  sadece bazılarının gözyaşlarıydı...

her girenin ardından

her çıkanın ardından
otomatik kapının metal sesini duydum hep...
otomatik kapının metal sesini duyduk hep...

bu gün

otomatik kapı açılırken

metal sesini son kez duydum 
son kez...
metal sesini son kez duyduk 
son kez...

güvenlik yoktu o saatte

hani o '' sadece iki kişi lütfen '' diyen...
bizden başka da kimse yoktu zaten kapıda
sabaha karşı o soğuk gecenin üçünde...

sabahın karanlığında evin telefonu çalınca
anlamıştım zaten 
telefonu açmadan konuşmadan bile
belli ki haber iyi değildi...

oraya gittiğimiz zaman 

dördümüzü karşılayan
telefonda haberi verendi...
ne kadar alışkın olsa da şöyle dedi
yoğun bakım odasının kapısının önünde 
sessizce duran doktor bayan...

babanızı kaybettik...
başınız sağ olsun...

beklenendi bizim için biten...
ama başkaları için devam etmekte olan... 

yaşayan ses gitti...
metal kapının duyulan sesi bitti...

bizim için...

ses gitti...
ses bitti...


Tuncay D. Kalemoğlu
Antalya
16.Aralık.2015, saat 03.25.