12 Aralık 2022 Pazartesi

DERLEMELER...

 

 

mart 2010 tarihi ile kasım 2022 tarihi arasında yazdığım yazılarımdan alıntılar... TDK


sonra bir bakmışsın ki 
boşa geçmiş onca zaman…
anlarsın işte o zaman
genç kalınmadığını
geç kalındığını…

***

şöyle bir bakınca 
koyu mavi suyun üzerinde duran beyaz martılara
benziyordu sanki hepsi
fırçanın tuvale kondurduğu beyaz noktalara...

***

ne söylediğimi anlamadığın bu günlerde genç olmuş olacaksın...
ne söylediğimi anlayacağın o günlerde geç kalmış olacaksın...

***

geçen zamanı her nedense
yakıştıramaz kimse kendine...

felsefe yaparak zevahiri kurtarmaya çalışacağım derken
bir zamanlar dik duran başların kıçları...
zamanı gelen bir günde 
aşağıya eğilmeye başlar dalları...

***

hayat ne bu gündür ne de yarın...
hayat yaşanan andır… 

***

paranın köpeği olma…
para senin köpeğin olsun…
eğer paranın köpeği olursan o seni oturtup kaldırır yaşamda…
eğer para senin köpeğin olursa sen onu oturtup kaldırırsın hayatta…


***

yaşanacak geride kalmış nefesi ve hayatı huzurla yaşatacak...
şunun şurasında ne kadarsa ömrün geride olanını...
mutlu edecek gönül rahatlığıyla huzur dolu...
tadılacak ne kadarsa kalan an ve hak olan kadarını...

***

ne de hızla geçmekte saatler bu ara...
ayrıca zaman ne de çabuk geçmiş iki ara bir dere...


***

bilmeyenin asla erişemeyeceği...
erişemeyenin de asla bilemeyeceği...


***


fırtınaları bile göremiyormuş insanın gözü o telaşta...
oysa
kürek çekerken yürek sakin ve dingin sularda...
hayatın içindeki küçük tahta bir kayıkta...
suyun sesini de işitiyormuş gönül kulakta...

meltemin dokunuşunu da hissediyormuş insan...
teninde...
yüzünde...
yanakta...


***


kanlar kaynarken hem damarda hem hayatta
anlaşılmadığında...
öncesi bilinmez sonrası öğrenilir bir yerlerde
yaş 
anıldığında...
gel gör ki o zamanda fer kalmamış olur gözlerde
yaş alındığında...


***

bir gün
el kalınır ellerin sularında yalnızlıklar içinde...
kendi suyunu arar insan susuzlukta
susuz kalınır el sularının içinde...


***

saf bir kendin olabilmek gerek su gibi...
doğal haliyle eğiminde akan usulca... 
yıpratmadan felsefedeki dinginlik gibi...
yavaş...
özgür...
kendi küçük yolunda hep dingin sürekli...


***

farkında bile değil hiç kimse...
oysa benim toprağımı örtecekler üzerlerine
benim suyumu dökecekler dua ederken
medet umarken muhtaç kaldıklarında gömüldüklerinde...

doğayım ben...


---


ne yazık ki 
aklın ermediği andır o an inan... 
habersiz geliyor o son an 
çoğu zaman...


***


vermiyor ne huzur ne de tat 
fazlası hırsında nazında...
o yüzden
ne sürat yapın...
ne de surat… 


***

bireyler ve ülkeler...

önce ortama uyarlar...
sonra o ortama uydurulurlar...
ardından o ortamın malı olurlar...
sonunda orta malı olurlar...


***

insanoğlunu farklı kılan düşünmesidir...
insanı farklı kılan düşüncesidir...


***

kozasında tırtıl iken sonrası kelebek olup kanatlanacak olanı 
ipek için sıcak suda canlı kaynatıp öldüren...
dünyasında sakin yaşayan biri iken 
mutlu olacak hayatını hırsı için beyhude kaybeden...
aynı...
insan...


***


ne kadar aile olunabildiyse evveli bugünü de bu kadar
ne kadar aile olunabilecekse sonrası olacağı da önceki kadar...
herkesin olabileceği aile kavramına kendi ailesi esas karar
yapabileceği ise aileden gelen mevcut mayası kadar...


---


hercai olmamanın zor olan sorumluluklarını ve kıyametlerini yaşamamış olan birisi
hercai olmanın zor olmayan sorumsuzluklarını ve kıymetlerini nereden bilsin...


***

devlet...
yarına bırakan 
yanına bırakmayandır...


***

bir damla su ile 
bin damlalık ve dalgalık susuzluğun giderilmesini yaratmak yaşatmak yaşamak...
hayat...
bir damla su ile 
bin damlalık ve dalgalık huzursuzluğun gerilimini yaratmak yaşatmak yaşamak...
heyhat...


***

kimileri keyifli anları ve anıları ile yaşar yaş tutarlar...
kimileri keyifsiz anıları ve anları ile yaşar yas tutarlar...


***

ne ilkbahara özlem duymak gerek artık ne de yaza...
artık sonbaharı doyasıya yaşamak gerek yakalanmadan kışa...


***

ne istemiyorsan onu yapmadığın zaman
ne istiyorsan onu yaptığın zamandır...


***

güfteden besteye geriye kalan mı...

yâre yazılan güfte ve beste kafası iyi olana oyun havası
evlada yazılan ağıt ruhsuza köçek havası olmuş...

her biri o an hisseden sahibinin duygusunda bestesinde güftesinde kalmış...
oysa şimdi hepsi ellerin çalgısına çengisine sohbetine eğlencesine batmış...


***

neymiş
metaverse olacakmış yaşantımızda
sahte gülüşlü ama aslı mutsuz yüzlerin sanal dünyasında...

zavallı insanlık...
zavallı insanlar...

sevişmek için önce göz göze gelinirdi tenhalarda
sonra eller tutulurdu heyecanla kuytularda
ardından sevgiler yaşanırdı öpüşen sıcak dudaklarda...

oysa şimdi 
bunların hepsi soğuk tuşlarda...


***

su için el tarlasındaki arığa bel vurulmaz hak gereğidir...
aslolan arık tarlasında hak sahibi olmak gerekliliğidir...


***

nefsin baskısını kontrol altına almak...
nefs i emmarenin zafiyetinin baskısında kalmak...
bedenden kaynaklanan süfli arzuların etkisi altında olmak... 

zordur...


***


kimi gözler siyah beyaz bakar hayata
kimileri renkli bakarlar...
oysa özgür mavi gökyüzünde ve havada
hep beyaz uçar martılar...


***


bilir misiniz lebden lebe konuşmak ne demektir...
leblerin temaslarında nefeslerin birbirilerine söyledikleridir...


***

birinci baharınızın farkında bile değilken bu günkü gençliğinizle
ikinci baharın ne olduğunu nasıl bilecek hissedebileceksiniz...


***

şöyle tarif ediliyor yirmili yaşlardakilerin durumu
hayatın gençlik yılları deniliyor sizinkine...
sizin şu aralar tam olarak kıymetini bilemediğiniz 
tadarak yaşayamadığınız anlar...

daha doğrusu tadamadığınız demeyelim de
çoğunuzun  tartamadığınız yıllar...


***


şöyle tarif ediliyor altmışlı yaşlardakilerin durumu
yaşlılığın gençlik yılları deniliyor bizimkine...
bizim bu aralar tam olarak kıymetini bilebildiğimiz 
tadarak yaşadığımız anlar...

daha doğrusu tadabildiğimiz demeyelim de
çoğumuzun  tartabildiğimiz yıllar... 


***

sizinkisi nisan misali kısa sayılmaz zamanınız varken...
bizimkisi eylül misali uzun sayılmaz zamanımız darken...


***

şarap damak tadına uygun ise güzeldir...
kadın gönül tadına uygun ise güzeldir...


***

sana...

bir çiçek vermek geldi içimden...
ama ne bir çiçeği koparmak istedim dalından...
ne de koparılmış bir çiçeği vermek istedim elimden...
  
sonra...

düşündüm kendi kendime 
ne yapabilirim senin için diye...
bu resmini yaptığım çiçekleri sana vermek geçti gönlümden...


***

yaşanırken olanlarla ve bazı kararlarla
yanlış yapılır baştaki dimağ genç iken...

sanırsın yerini bulacak yapılanlar ve doğru sanılanlar
oysa çoğu ne bir fayda getirir ne de bir işe yararlar...

anlayamadığın bu günlerde çok genç olmuş olacaksın...
anlayabileceğin o günlerde çok geç kalmış olacaksın...


***

bazen küçük bir hayat olur bir su damlası
çölde susuz kalana bir dem misali...

bazen büyük dalgaların başlangıç sebebi olur o damla
hayatın bir yerlerindeki kelebeğin kanat vuruşu misali...


***

bilir misiniz

en güzel içilen şarap hangisidir...
masada olanla kadehten kadehe içileni değil
gönülde olanla dudaktan dudağa içilenidir...


***

akıl söze hükmedebilseydi
akıldaki her söz dile düşemezdi...

dil kaleme hükmedebilseydi
dildeki her söz yazıya evirilemezdi...


***

iyi olmayan 

bir istemediğini yapmak...
bir de istemediğin ile olmak...

bir istemediğini hep yapmak zorunda olmak...
bir de istemediğin ile hep olmak zorunda kalmak
...

iyi olan 

bir istediğini yapmak...
bir de istediğin ile olmak..

bir istediğini  hep yapabilmek...
bir de istediğin ile hep olabilmek...


TDK
tuncaydogankalemoglu
İstanbul Sefaköy
12.12. 2022