26 Aralık 2014 Cuma

KUBİLAY' ın KATLİ...Kör Bıçak, Kör Zihniyet, Kör Akıl, Kör Yürek...

çocuk bilge dedesine sormuş
kavga eden biri kara diğeri beyaz iki köpeği göstererek
'' dede, hangisi kazanacak?'' diye
dede cevap vermiş
'' hangisini doyurur-SAM o kazanacak...''
ve devam etmiş ardından

'' ama evlat, sonunda hiçbirisi değil, iyi olan kazanacak...'' diye...

***
kör bıçak
zor kesen bıçak, can yakar...
Kubilay' ın başını gövdesinden ayıran...
o size şeriat...
o bize sakat...
Cumhuriyet' in bağrına ve sırtına saplanan...

kör bıçak...

kör zihniyet
kandıran ve aldatan kafa, Allah adını kullanarak...
takkiyeci yobaz...
gerçek ve doğru olan Allah yolunda, olmayan...
binlerce sahte hadis uyduran ve sahte hadise uyan...
bağnaz...
biat eden sığ kafa...
akıl, bilim ve adaletten yoksun olan...
mehdi, şeyh, şıh...
ve peşlerine takılan mürit...
el adamının sevdiği ve kullandığı, Kubilay' ı katleden kafa...

kör zihniyet...

kör akıl
olanı biteni anlamayan
binlerce uydurulmuş sahte hadisi
sorgulayamayan
peşine takılan...
el adamının yarattığı ve bizi bozmak istediği tuzaklar ile
aldatılmışlığı anlamayan, görmeyen akıl...
dün vaha-bilik
bu gün fettullah-çılık
ve yarın bir diğerinin peşine giden, gidecek olan...
Allah ve Kuran yolunda ki İslamı
bozmak isteyen vatikan' ın, petrolün yoluna
bin yıllık planı...
ve bunları anlamayan, hainlerin peşinden giden
zavallılar...
Gazi' nin ve Cumhuriyet' in kıymetini bilmeyen...
Gazi' nin ve Cumhuriyet' in düşmanlarının peşine takılan...
ah-maz' lar...(*)

kör akıl...

kör yürek
menemen...
size domatesli yumurta...
bize Kubilay' ın katledildiği kasaba...
size yemek...
bize yanık yürek...
biz
anlayan, hisseden, üzülen, hırslanan...
siz
anlamayan, hissetmeyen, üzülmeyen...

kör yürek...

oysa
Cumhuriyet' in bağrı yanık...
bu gün uyanan ve onu sahiplenen çok...
yeniden kurulacak olan Atatürk Cumhuriyet' inin kör olmayanları...
artık çok...

göreceksiniz
üç yıldır derim konduramazsınız inanmazsınız...
intihar edecek...
intihar edecek-sin-iz...
hainliklerin-izin ağır bedelini kaldıramayacak
çaldıklarınızı yiyemeyecek, dışkılayamayacak-sınız...

yattığınız yerin ziyaretçisi bile olmayacak...
pek azınız kaçabilecek...
pek çoğunuz ortalıklarda kalacaksınız...
yargılanacaksınız...
sizi besleyen sahipleriniz bile vuracak tekmeyi gerinize...
bundan kaçsanız bile
kör olmayanların adaletinden
ilahi adaletten kaçamayacaksınız...

o gün tek bir Kubilay vardı dedelerinizin karşısında...
sizin taşıdığınız gibi
atalarınızın da taşıdığı
yobaz kafanızın...
kör zihniyetinizin
ve kör bıçağınızın kestiği
Gazi' nin askerinin dik başı...

kör olasıcalar...

bu gün kaç Kubilay var
bi-le-me-ye-cek-si-niz...
ve var olacak sonunuzu getirecek...
sayam-ayacaksınız...
peşinizden gelen zavallılar bile
gücü ve zoru görünce sizi terk edecek
yalnız kalacaksınız...
eskiden olduğu gibi dönmüş rolü yapacak...
sak-la-na-cak-sı-nız...
sonunuz değişmeyecek, bulunacaksınız...
yok olacaksınız...

ne beyaz olanınız kazanacak...
ne kara olanınız kazanacak...
siz beslenenler değil...
sizi besleyenler değil...
iyi olan kazanacak...
siz kaybedecek olanlarsınız...

siz...
kör bıçaklar, kör zihniyetler, kör akıllar, kör yürekler...

***
Tuncay D. Kalemoğlu
23.Aralık.2014
Antalya
www.tdkalemoglu.blogspot.com

***
(*) ahmak + aymaz

21 Aralık 2014 Pazar

balık tutmak, son ve son mekan...

nereden bakıldığına bağlı
sonunda mekan aynı...
balıkta aynı
denizde aynı
insanda aynı
insan ve kederi...
insan ve kaderi...
aynı bir bakıma son...
ve belli herkesin son yeri...
önemli olan
içinde bulunduğun ortam değil
önemli olan
içinde bulunduğun ruh hali...

baktım şöyle Beykoz koyuna bu gün pencereden
kalabalık
her yer olta atanlarla dolu
demek istediğim ise
balık tutmak gibi sanki
içinde bulunduğun ruh hali...

kimi küçük bir lastik botta
kimi salaş bir kayıkta
kimisi lüks bir yatta
balık tutmakta
bir diğeri ekmek parası için bağrışanlar ile dolu
taka içinde ağlarını atmakta
taka içinde ağlarını toplamakta...
kim bilir
belki de taka içinde ağlamakta...
keder gibi...
kader gibi...

ama insan ve kaderi aynı bir bakıma sonunda...

balık da aynı
deniz de aynı
insan da aynı
asıl olan 
tadın alınmasında... 
tutulan balıkta...
tutulmasında...
tadında... 

değerinde tutulan balığın...
diğer-ide yaşanmışlığın...

değişmeyen ihtiyacın giderilmesinde
aynı mekanda...
değişmeyen ihtiyacın yaşanılması
farklı ruh halinde...
değişmeyen imamın pamuğu tıkamasın da sonunda
aynı yere...
değişmeyen öylece kalınmakta beş metre bez içinde
aynı bedenle...
değiştirilemeyen yatılmakta iki metrelik hep o mekanda
aynı mekanda...
aynı hitapla...
er kişi diye...
hatun kişi diye...
aynı gizemle...


ya sonrası
sonrası, geride kalan yaşanmışlık da... 
sonrası, yaşadıklarınla yaşadıkların da...
sonrası, nasıl konuşulduğu hakkında...
hepsi ama hepsi son bulmakta son mekanda...
yanına kar kalan ise
geçmişte tuttuğun, tutabildiğin balıkta...
tutarken balığı yaşadıklarında...

ve nasıl yaşadığın 
birlikte yaşadıklarınla...


Tuncay D. Kalemoğlu
Kanlıca-İstanbul
www.tdklaemoglu.blogspot.com



17 Aralık 2014 Çarşamba

ÖĞRETMENLERİMİZ, SEÇTİKLERİNİZ...

öğretmenlerimiz...
oralarda bir yerlerde...
bu öğretmenleri katledenler ile masaya oturanlar...
seçtikleriniz...
buralarda bir yerde...
gerileri geyik derisi koltuklarda...
kendileri arabalarda, saraylarda...
yaptıkları...
açılım değil, saçılım...
katledenler ile...
seçtikleriniz...
öğretmenlerimiz...

Tuncay D. Kalemoğlu,
17.Aralık.2014,  Antalya.


8 Aralık 2014 Pazartesi

HAYVAN SEVGİSİ...

siz
böyle büyüdünüz çocukken oğullarım...
Jena ile...
biz onun tüylerini temizledik yıllarca evimizde...
o duygularınızı usanmadan besledi yüreğinizde...
şimdi kendi yolunuz dasınız uzaklarda...
ama
onun verdiği sevgi...
bir kolonu-dur aramızda ki köprünün... 
onca sevgi dolu duygunun içinde...
ailemizde...

Tuncay D. Kalemoğlu
08.Aralık.2014, Kanlıca, İstanbul.