21 Aralık 2014 Pazar

balık tutmak, son ve son mekan...

nereden bakıldığına bağlı
sonunda mekan aynı...
balıkta aynı
denizde aynı
insanda aynı
insan ve kederi...
insan ve kaderi...
aynı bir bakıma son...
ve belli herkesin son yeri...
önemli olan
içinde bulunduğun ortam değil
önemli olan
içinde bulunduğun ruh hali...

baktım şöyle Beykoz koyuna bu gün pencereden
kalabalık
her yer olta atanlarla dolu
demek istediğim ise
balık tutmak gibi sanki
içinde bulunduğun ruh hali...

kimi küçük bir lastik botta
kimi salaş bir kayıkta
kimisi lüks bir yatta
balık tutmakta
bir diğeri ekmek parası için bağrışanlar ile dolu
taka içinde ağlarını atmakta
taka içinde ağlarını toplamakta...
kim bilir
belki de taka içinde ağlamakta...
keder gibi...
kader gibi...

ama insan ve kaderi aynı bir bakıma sonunda...

balık da aynı
deniz de aynı
insan da aynı
asıl olan 
tadın alınmasında... 
tutulan balıkta...
tutulmasında...
tadında... 

değerinde tutulan balığın...
diğer-ide yaşanmışlığın...

değişmeyen ihtiyacın giderilmesinde
aynı mekanda...
değişmeyen ihtiyacın yaşanılması
farklı ruh halinde...
değişmeyen imamın pamuğu tıkamasın da sonunda
aynı yere...
değişmeyen öylece kalınmakta beş metre bez içinde
aynı bedenle...
değiştirilemeyen yatılmakta iki metrelik hep o mekanda
aynı mekanda...
aynı hitapla...
er kişi diye...
hatun kişi diye...
aynı gizemle...


ya sonrası
sonrası, geride kalan yaşanmışlık da... 
sonrası, yaşadıklarınla yaşadıkların da...
sonrası, nasıl konuşulduğu hakkında...
hepsi ama hepsi son bulmakta son mekanda...
yanına kar kalan ise
geçmişte tuttuğun, tutabildiğin balıkta...
tutarken balığı yaşadıklarında...

ve nasıl yaşadığın 
birlikte yaşadıklarınla...


Tuncay D. Kalemoğlu
Kanlıca-İstanbul
www.tdklaemoglu.blogspot.com



6 yorum: