bazen bitene bitti diyememek bitirir hem tüm yılları hem de tüm yolları... bazen bitene bitti diyebilmek getirir hem yeni yılları hem de yeni yolları... tuncaydoğanKALEMOĞLU https://twitter.com/tdkalemoglu 25. Ağustos. 2019 İstanbul
kafa dinginse eğer derbeder kulübe de olsa yaşanılan dam ve yer saman yastık bile yatarkenbaşa yumuşak gelir... kafa yorgunsa eğer tarz-ı zengin saray da olsa yaşanılan mekan ve ev kuş tüyü yastık bile yatarken başa taş gelir... TDK tuncaydoğanKALEMOĞLU 02. haziran. 2019,Turgutreis-Bodrum https://twitter.com/tdkalemoglu
aptalın aptallığına katlanmak zor akıllının aptallığına katlanmak çok daha zor... kendim dahil... tuncaydoğanKALEMOĞLU https://twitter.com/tdkalemoglu 17. temmuz. 2019 Kanlıca / İstanbul
martı sesini de severim kadın sesini de severim martının sesini severim çünkü martıları severim beyaz tüylerini özellikle ama martıların hepsini severim... hepsinin sesi aynıdır tüyleri de aynıdır tamamen doğal doğasıböyle... kadının sesini severim çünkü kadınları severim beyaz tenlerini özellikle ama kadınların hepsini sevmem... hepsinin sesi aynı değildir tenleri de aynı değildir tamamen doğal doğasıböyle...
martı sesine benzeyen kadın sesini ise hiç sevmem... ne sesini ne tenini ne kendisini...
her şeyden öte çocuklarımızı doğurdukları için değerlidirler... her şeyden öte çocuklarımızı doyurdukları için değerlidirler... annelerimiz.. TDK tuncaydoğanKALEMOĞLU www.tdkalemoglu.blogspot.com https://twitter.com/tdkalemoglu 24, Mart. 2019, Kanlıca / İstanbul
kollarını açmış gibi sanki dalları yalvarırcasına bize ve etrafımıza ışığını saç dercesine ya ellerimizi tut ya da içimize gir der gibi güneşe ağaçlar...
hem kendileri yaşarlar hem de canlıları insanları yaşatırlar bütün ağaçlar... durmaksızın göğe bakarak fotosentez yaparak hem beslerler hem de korurlar...
istisnasız hepsi...
peki bizler yani insanlar...
çoğumuz ne güneşin ışığının değerini biliriz ne de enerjisi ile yapabileceklerinden bihaberiz kendi hayatlarımızı yaşar yer içer dışkılar rahatlarız... biz insanlar... ne kendileri yaşarlar... ne de ağaçları yaşatırlar... hani neredeyse bütün insanlar... durmaksızın yere bakarlar bir sentez bile yapmazlar canlı ağaçları ya keserler ya da yakarlar... denilebilir ki hepsine yakını... ağaçlar ve insanlar... hayat işte...
eldeki çizgiler az iken insanın beş beyin lobu da boş olur ama zamanı çok olur... eldeki çizgiler çok iken insanın beş beyin lobu da hoş olur ama zamanı az olur... hayat işte...
biri tırmanan dağcı Necdet Turhan diğeri resim yapan ressam Eşref Armağan Necdet zirvelere tırmanan Eşref resimler yapan parmaklarıyla dokunarak gören gözleri olmadan... Türkiye' de yaşayan... bilirsiniz ya kendimizden ya da çevremizden bir dolu insan vardır ya gören ama gördüğü halde görmeyen gözleri varken göremeyen ve asıl özürlü olan... bazen o bazen diğeri bazı zaman da beriki ve bazen kendimiz... farkında olmadan...
anlamayan şikayet eden hissetmeyen... etrafımızda ki bir çok insan kendisini keşfetmeyi bırakın diğerlerini kurutan...
göz varken görmeyen parmak varken tutmayan... uzak durul-asılar... oysa Necdet merdiven çıkmayanlara inat dağlara tırmanan... oysa Eşref dünyanın renklerini fark etmeyenlere inat resim yapan... görmeyen gözleri ile görerek... gören parmaklarıyla hissederek... bunu biri bana anlatmalı bunu biri bana benim anlayabileceğim dilden anlatmalı ama öyle benim gibi olan biri değil bunu bana benim gibi olmayan biri anlatmalı... öyle bildik açıklamalar da değil benim istediğim azim hayata bağlılık öz güven falan filan gibi beylik bildik laflar değil istediğim benim bu farklı başka bir şey var bunda aklımın ermediği... korkutan desem güzel olmayacak ürküten desem belki biraz uyacak anlayamadığım desem bu en doğrusu ama etkileyen ve donduran desem sanki yerini bulacak...
biri bunu bana anlatmalı normal bir insanın anlatabileceği anlatımdan bahsetmiyorum bunu bana anlatacak normal olmayan biri olmalı... çünkü benim normal gören gözlerim bunu anlamadı...
görmeden parmaklarıyla tutunup beş zirveye tırmanan birisi diyorum size... görmeden parmaklarıyla dokunup İtalya' da ki binanın resmini yapan birisi diyorum size... birinin yaptığı zirvelere ulaşmak diğerinin yaptığı sanat gören gözleriyle göremeyenlere inat... Necdet... Eşref... güçlü ve etkili... elleri öpülesi ikili... görmeyen gözlerin gören parmakları...
ya akıllıdır aptallık yapar ya da akıllıdır aptala yatar...
ya aptaldır aptallık yapar ya da aptaldır akıllıya yatar... ya akıllıdır aptallıklardan bıkar ya kendi aptallıklarından yılar ya da diğerlerinin aptallıklarından kaçar...
kimsenin eli öpülesi el değil elbette...
aptallığa bulaşmayan biri varsa beri gelsin ellerinden öpeceğimde... tuncaydoğanKALEMOĞLU 25. Mart. 2019 Kanlıca, İstanbul
bana görebildiklerimi değil göremediklerimi anlatabilen gerek güdülmeyen... oysa bir dolu insan var etrafta göremeyen ve gerekmeyen güdülen... Tuncay Doğan Kalemoğlu www.tdkalemoglu.blogspot.com 27. aralık. 2018, Kanlıca / İstanbul