25 Haziran 2010 Cuma

ÖNCE ÇÖKERTİRLER SONRA ÇÖMELTİRLER

(Şövalye olmak isteyenlere...TDK)

hatırlayın basından
apoletli olan ile takım elbiseli olan
biri askerin başı
diğeri sivilin başı
çömelmişler dağda siperde
yanındaki de eli ileride
gösteriyor ve anlatıyor dağları
diğer ikisi pür dikkat izliyor

apoletli olan Nato' dan madalyalı...
sivil olan Siyonist' den...

sen Gazi' nin yolundan çıkacaksın...
sen Gazi' yi yok etmeye çalışacaksın...
sen Gazi düşmanı olacaksın...
sonra çömelip dağlarda tiyatro yapacaksın
gazetecilerin kameralarının önünde...

yerler adamı...
el adamı...

önce çöker-tirler...
sonra çömel-tirler...
daha sonrası Allah korusun döndürüp döndürüp
(...)
inletirler...

***
Bu yazının sonunda yazılması gerekeni başından yazalım.

'' Kendi gerçeklerini,ulusunu,düşüncesini,programını ve kaynaklarını üretemeyen:bunları dışardan transfer eden veya bu türlü girişimlere alet olan,kendi ayakları üzerinde duramayan bir ulusun sonu,bırakın kalkınmayı her zaman hüsran ve yıkım olmuştur. ''
(PARAİZM,Yazıcı Yayınevi,Ersal Yavi - Necla Yavi)

Ülkemizin başına gelenler ve geleceklerin sorumluları aşağı satırlarda kendilerini bulacak olan, el adamını ve onun oyunlarını fark edemeyen ,kullanılan, Cumhuriyetimizin kıymetini bilip sahip çıkamayanlar...

'' Çakma Şövalyeler ''
'' Çakma Laikler '' 
'' Çakma Atatürkçüler '' 
'' Çakma Yurtseverler'' 
'' Çakma Aydınlar '' 
'' Çakma Dinciler '' 
'' Çakma Dindarlar '' 

yani hepimiz olacaktır...

'' Dispasıbıl (Disposable ) Çakmalar... ''. (TDK)

Sözlük anlamı aynen şöyledir...

''... kullanıldıktan sonra atılabilen. elde hazır bulunan; tek kullanımlık, iadesiz. elden çıkarılması mümkün,kullanıldıktan sonra atılıp elden çıkarılması mümkün.... '' GERÇEK OLMAYANLAR...

yani '' El Adamının '' şekillendirdikleri...

ülkem insanım adına ne zavallılık...
ülkem adına ne talihsizlik...

***

neden ülke çökmesin gelin hep beraber şöyle bir düşünelim
1938 den beri olanları özetlersek
Cumhuriyet için çaba gösterenler
Cumhuriyet'den bu yana yapılanlar yok edilmişler gün be gün.
ülkenin kurulan ekonomisi satılmış
yatırımları bozulmuş talan edilmiş
bütün bunlar olurken iş adamı olundu sanılmış...

bilge olan demiş ki

'' Bir ülkeyi kurtarmak istersen silah alma insanını eğit... ''

ama el adamı ülkenin eğitimini kendisine uyarlamış
eğitim sistemimizi anlaşmalar ile ipotek altına almış
kimi yerde çömelmiş dimağlar rahlelerde kapanmış...
bir başka yerde kepler havalara fırlatılmış çağdaş olundu sanılmış...
ama bir milli eğitim önlenmiş
akıl bilim ve temiz din ve inanç yolundan sapılmış...
çocuklarımız test ve sınav manyağı yapılmış
geri kalanı çağdaş görünümlü çember sakallıya bırakılmış...

ülkenin en akıllısı (!) ve Atatürkçüsü (!) benliklerini '' Mason '' 'lukta bulmuş
mabetlerde erdemle-şeceğim diye '' Şövalye '' nişanları takmak ister olmuş...

bir alt eğitilen guruplar olan bazıları
güzel mekanlarda güzel yemeklerde toplanmış doğum günleri kutlarken
bir okula üç bilgisayar iki çocuğa eğitim belki bir okul hastane derken
iyi insan olacağım bahanesi ile Roteryan, Lions olmuş bir yol tutturmuş

zavallılar...

farkında değiller ama
ve hiç bir zaman kabul etmeyeceklerdir ama
hepsi tam bir '' sosyal faaliyet ve muhit zafiyeti '' kurbanı olmuş...
kendi ulus değer ve benliklerinde bulabilecekleri kavramları değerleri
olağan dışı bir özenti içinde ve batı hayranlığı aczi ile
''El adamının'' tezgahında arar olmuş...
''El Adamının'' yönlendirmelerinde
ve bilmeden asıllarından uzaklaşma yoluna girmiş...

ötekiler desen ''El Adamı'' ' nın yarattığı
sakladığı imamın yoluna
din ve inanç duyguları sömürülerek farklı ama aynı
''El Adamı '' 'nın küresel teşkilatlanması olan oluşum da
Fethullahçı olmuş...

bazıları istihbaratın desteklediği karşı oluşum olarak yaratılan
pek bir işe yaramayan
''Adnan Oktar '' ' cı , yani '' Harun Yahya '' 'cı olmuş...
M-I-T in piyonu...

biri birine mahalle baskısı kılıfını takmış
din etkisinde diye hafife almış...
ama kendiler çok akıllı (!) çağdaş(!) olan bir çoğu
din duyguları kullanılıp kandırılanlar misali
gizem
sosyal çevre
sosyal faaliyet kandırılan-ı kanan-ı,esiri olmuş
kısacası hepsi
'' El Adamı '' 'nın kucağına düşmüş...

fark edemeden birlikte oldukları bireyleri
tak-iyeci yüzleri
yaşlı beyefendileri , hanımefendileri ve kendilerine yaş-attıranları
yazık ülkem insanlarım
Yeni Dünya Düzeni tuzağında hepsi mutlu olmuş...

http://www.ucnokta.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=4078
(Yaşlı Beyefendi... TDK)

EL ADAMI'NIN ''YENİ DÜNYA DÜZENİ''...


sorarım size,
el adamının kontrol altında tuttuğu ülkemizde ulusal kanal olan TRT de yayınlanan Banu Avar'ın ''Sınırlar arasında'' programının bir bölümü olan ''Yeni Dünya Düzeni''nin yayınlanmasından hoşlanırlar mı? Nitekim program yayından kaldırıldı.İzleyin aşağıdaki bölümü,çoğunuz durumunuzu durumumuzu daha iyi anlayabileceksiniz...

http://vimeo.com/4107606 ,

13. ve 15. dk arasına dikkat...
Banu Avar ,Yeni Dünya Düzeni,
Ülkeleri-Tarikatları-Gizli Cemiyetler ,ART TV-2009, Vimeo , TDK ,2009
EL ADAMI'nın '' NATO '' ' su...

El adamı devletin kılcal damarlarına kadar girmiş
İstihbaratından askerine mülkiyesine adaletine emniyetine
Milletin meclisinden maliyesine çökmüş
Gazi'nin generalleri askeri Nato' nun paşaları olmuş
Ne hikmetse bombalar atılırken PKK'nın inine
Pilotların en komutanı jetler havada uçarken yeşillikler içinde golf oynamış...
Bir diğerine ise gene ne hikmetse(!) zırhlı araç ihtiyacı doğmuş
Ama amigoluğu da pek sevmiş genede kendini korumaya almış
Bir başka diğeri,başbakan tarafından hoca diye hitap edileni
Silah arkadaşları daha doğrusu Gazi'nin askeri olanları El adamınca tutuklat-tırıldığında
Ben artık emekliyim torun bakar oldum demiş
Ama çuvalıda onurumuzun başına geçirirlerken daha askermiş
Gene de sesi çıkmamış
El adamı da onu öyle yapmış...
Öbürü ülke sorunu toplantısı yapılırken yakın zamanda başkent de
O Çanakkale'de el adamı Nato subaylarına birifing vermiş
Belki de oyunun kuralı böyle imiş kim bilir ama
Yıllardır kimin umurunda ''Nato''
Neymiş...
Nato Çanakkale'de dedelerimizin dedelerini canları ile durdurdukları
El adamının torunlarının kurduğu ordusuymuş...

EL ADAMI'nın '' BOP'' 'u

bir başkası ülkenin başıyım ben demiş
ama aynı zamanda B.O.P.'un
yani Büyük Orta-doğu Projesinin eş başkanıyım demiş...
ama umurunda bile değil ülke B.O.K.'un
yani Büyük Orta-doğu Kaosunun içine düşmüş...
Hikmetyar'ın dizinin dibinden gelmiş gelmiş
kalkmış ayağa A.K.P.'nin
yani Açılımın Kürdistan Projesinin koruyucusu olmuş...
Recep Tayyip Erdoğan...

bulmuş kendini çoğu din duygusu yoluna kapılmış
dini tarikatlara sokulmuş...
Nakşibendi tarikatı olmuş bazıları mürit olma yolunu seçmiş
ama en ilginç olanını bilememiş
o neymiş
En el adamı Yahudi asıllı ABD'li
hem mason 
hem Bilderberg'li
hem CFR'li
Henry Kissenger
hem Bilderberg toplantıları yapmış dünyada ve ülkemde
hem de İstanbul'da Nakşibendi dergah açılış törenine gelmiş...
En CFR olanlardan biri (Counsil on Foreign Relatios ) Rockefeller
Rahmi Koç'a
Süleyman Demirel'e ödüller vermiş...
bunlar ne işlermiş diye kimse araştırıp düşünmemiş
El adamının istediği gibi yontulmuş
ham olan taraflarını yont-turmuş
sözde...
el adamımın yontulmuş-ları...

zavallılar...

ŞÖVALYE RUHU,İLKER BAŞBUĞ,DENİZ TEĞMENLERİ...

Tarih 17.Şubat.2010.
Yer Gölcük.
Haberler özetle şunu geçiyor;

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Deniz teğmenlerinden “Bu mesleği ‘Şövalye Ruhu’ ile icra etmelerini” istedi.

neden '' Şövalye Ruhu''?
çuvala mı girdi '' Kuvayi Milliye Ruhu ''?
evet zamanında milli onurumuz eski Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök zamanında (4.Temmuz.2003) çuvala girmişti.

ama artık mızrak(lar) çuvala girmiyor (sığmıyor )...
girmeyecek de,
sığmayacak da artık...
çünkü yürekler kan ağlıyor...

http://www.ucnokta.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=3050
(Dört Temmuz, 2006,TDK )

***
Benim babam Türk ordusundan emekli bir subaydır.Babası,yani dedem İstiklal Madalyalı bir Gazi idi. Annemin annesinin,yani büyük-annemin babasının mezarında '' Kuvayi Milliyeci Mehmet '' yazar.Ben bu güne kadar hiçbirinden ''Şövalye Ruhu '' nasihati almadım.Zaten bu ruhun ne olduğundan haberleri bile yoktu ve daha devşirilmemiş nesillerdi onlar...

Ancak ne yazık ki;

Bu '' Satırların Yazanı '',
yani ben, bireysel hatamdan dolayı,bilgisizlik ve insan olmanın kısmi zaaflığı olan aidiyet duygusu zayıflığım ve kendi isteğim ile katıldığım ''Mason '' ' luğu (2005) , '' Şövalye Ruhunu '' benimsemediğim için, ''Üstad '' ' lık tören günü,törene girmeyerek reddettim ve ayrıldım(2006)...İsteğim üzere bana ayrılık belgesi verildi(2007)...

İlker Başbuğ'un hiç haz etmediği,ordu evleri ve askeri kamplara giriş için kullandığı kimlik kartını iptal ettirdiği için kendisini mahkemeye veren,''Atatürk'ün Yarbayı'' olarak tanınan araştırmacı yazar Talat Turhan'ın ( http://www.talatturhan.com/ ) ,bu belge üstüne kendi el yazısı ile hakkımda yazmış olduğu yazı benim için asıl olan beratımdır(2008)...

Babam dan,dedelerim den,ülkem den özür dilerim...(TDK)
Bu önerilen '' Şövalye Ruhu '' bana bu ruha sahip olanların,olmak isteyenlerin simgesi olan '' Süleyman mabedi'' ni ve Siyonistlerin onun son duvarı olarak kabul edip tapındıkları ağlama duvarını hatırlattı.
Ve onun önünde el sürerken internet ve basında dolaşan İlker Başbuğ'un fotoğraflarını...
Ayrıca toplum içinde tarikatlarının simgesi olan'' Süleyman Mabedi '' ni turistik(!) amaçla ziyaret eden '' Şövalye '' adaylarını...Yani '' Mason '' ları...

Sözlüklere baktım ''Şövalye'' ünvanı bizim tarihimizde yok.El Adamının belli değerlerinin tanımlaması olarak açıklanıyor kitaplarda,bunun hakkında uzun uzun yazma gereği yok şimdi.Meraklanan okusun.Ancak benim gözümde bu ülkenin insanı olup aynı zamanda '' Şövalye '' olmak isteyenler ve olduğunu sananlar '' Çakma Şövalye '' olmuyorlarmı? Her hangi bir ''el adamı '' markasının '' çakma '' ürünleri gibi...Bu durumu ''özenticilik ve garip'' bir durum olarak tanımlasam kim ne der bilemem... (TDK)
'' El Adamının Şövalyesi '' olmak bireysel bir tercihtir.
Ancak bireysel tercihlerini kullanan ve ''Şövalye '' olmak isteyen,olacağını sanan(TDK) bu ülkenin akıllı,Atatürkçü,yurtsever insanlarını uyaran,en az onlar kadar ama belkide daha fazla duyarlı olan iki düşünen ve yazan kişileri,akılları dikkate almalarında yarar olduğunu tekrar hatırlatalım...

***
Daha önceki bir yazımda aktardığım bir bölümü yeri gelmişken bir daha aynen yazacağım...
( http://tdkalemoglu.blogspot.com/2010/03/el-adaminin-pezevenki.html )

Bakın düşünen ve yazan akıl(lar) ne demiş bazı Küresel güçlerin ve din odaklarının kontrolündeki tarikat,dernekler,kulüpler ve bunlara katılan akıllı(!),inançlı(!) bireyler hakkında...
Dinleyelim;

Talat Turhan...
http://vimeo.com/2609649  (MENSUBİYET DUYGUSU İLE... )

'' Lider kadro Kapitalizme ve Siyonizme hizmet eder.Ama onun dışında olan büyük çoğunluk işin farkında bile değildir...İyi duygular ile ülkeme hizmet ediyorum diye bu tip kulüplere üye olurlar ve ... ''devam eder.

Dinleyelim;
Ersal Yavi

 http://vimeo.com/12362043 ( AİDİYET SORUNU OLAN İNSANLAR... )

'' Kendi başına ayakta duramayan kişilerin bir demet halinde bir araya gelerek ayakta durabiledekleri bir biraderlik sistemidir.Aidiyet sorunu olan insanlar bir araya geliyorlar... ''devam eder.

Bu ülkenin bunca akıllı ve iyi niyetli bireylerine bu yazılan ve söylenenleri dikkate almaların ve bir değil bir çok kere düşünmelerini öneririm...(TDK)

***
Ancak bireysel tercihlerden doğacak olan bireysel sonuçların dışında sebep ola gelen ülkesel ve genel sonuçlardan kimse kendini sıyıramaz.Ve kendi sorumlululuğundan bireylerin birbirlerini kandırdıkları ve avuttukları basit bahaneleri anlatarak kaçamaz...Olanlar ve olacaklar,yani başımıza gelenler ve gelecekler, bu ülkede yaşayan herkesi bağlar...Kimse farklı bir gemide değildir.Herkes aynı geminin farklı kamarasındadır ve kendince dünyasını(larını) yaşamaktadır... Unutulmasın,
''Batan geminin aldığı su kamara seçmez
Fareler ise gemide kalmaz... (TDK) ''

Ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk,ne de silah arkadaşları (bazıları içlerinde saklasalarda),ne de şehit olan atalarımız,dik durdukları(manen) siperlerinden(!) çıkıp,ülkeyi savunma adına, canlarını vereceklerini bile bile şövalye ruhu ile değil kuvayi milliye ruhu ile savaşmışlardır... Dedelerimiz,süngülerini takıp o günlerde bu günkü şövalye ruhlu olan el adamının dedelerinin üzerine,ölüme,yani şehit olmaya giderlerken hiç biri'' şövalye şövalye '' diyerek haykırmamışlardır... Batı hayranı '' Çakma Şövalye '' de değildiler. '' Çakma Yurtsever '' hiç değildiler... Bu ülkeye ve değerlerine bağlı '' Gerçek Kuvayi Milliyeci '' idi onlar...

Bakın size,nur içinde yatsın, Attila İlhan'ın '' Bir Millet Uyanıyor '' kitabının 27.sayfasından(Bilgi yayınları) bir bölümü aynen aktarıyorum.

'' İtalya o tarihte Osmanlı toprağı olan Trablusgarp'a (Libya) saldırıyor..;amaç nettir,Osmanlı'dan koparıp sömürgeleştirmek!Daha da tuhafı,Babıali,yani Devlet-i Aliye buna çıt çıkarmaz da,k,m itiraz eder,bilir misiniz? Selanik'teki Amele İttihadı bağlı bulunduğu Brüksel Enternasyoneli'ne,oradaki delegeleri vasıtasıyla,müracaat üzerine müracaat edip,hiç olmazsa Enternasyonel'in ,bu açık ve haksız işgali protesto etmesini talep eder;cevap ' eveleme geveleme ' yani ' oyalama'dır;sonunda iş,Brüksel'in,
'' Canım ne diye büyütüyorsunuz,sorunu Masonlar vasıtasıyla çözeriz ''
cevabı mertebesinde soysuzlaşır...
(bkz. George Haupt/Paul Dumont.Osmanlı İmparotorluğu'nda Sosyalist Hareketler,Gözlem Yayınları,1977) ''

Bakınız Sabih Kanadoğlu o günler gibi bu gün de Brüksel'den (ve Washington'dan) medet umanlara ne demiş...

dinleyelim
http://vimeo.com/1874502

28.04.2008,Antalya Akdeniz Ünv. Konferans

'' Türkiye'nin gerginliklere tahammülü kalmamıştır.Yabancılardan,Washington ve Brüksel'den yardım umanlar bilmelidirler ki Türkiye için son söz söyleme yetkisi Ankara'nın dır...''

***

Bu ülkenin teğmenleri ve subaylarına ve insanlarına '' Kuvayi Milliye '' ruhunu biraz daha iyi hissedebilmeleri için , Hasan İzzettin Dinamo' nun '' KUTSAL İSYAN '' kitabını okumalarını tavsiye ederim...
Özellikle tarihini bilmeyenlere veya akılları devşirilip değerlerinden utananlara,başkalarının değerlerine yam-ananlara...
İlk cildin ilk bölümü olan '' Sonsuz Kaçış '' ın on sayfasında,şövalye ruhu ile dolu olan Talat Paşa ve Enver Paşa'nın Osmanlının çöküşü ile , ait oldukları İttihat Terakki Cemiyetini ve ülkeyi terk ederek Odessa'ya bir Alman gemisine sığınıp kaçışlarını pek güzel anlatır...Aynı kaçışın bir kaç ay sonrası, Kuvayi milliye ruhu ile Mustafa Kemal'in Anadolu'ya,halkına gidişini de pek güzel anlatır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk,Çanakkale'de,bazıları ne kadar yırtınır sa yırtınsın,'' Şövalye Ruhu'' na değil '' Kuvayi Milliye Ruhu'' na sahip olduğu için, '' Şövalye '' olan Churchill'e lütfen dememiştir...

Onu denize gömmüştür...

şövalye ruhu ile NATO'nun Paşa'sı olunur...
Kuvayi Milliye ruhu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün Generali olunur...
başkalarının değerlerine iman edenler ve onlar ile yükselenler

ya kendileri kadar
ya kendileri gibi olanlar kadar
ya kapıldıkları değer kadar
ya da değerlerin sahiplerinin izin verdikleri kadardırlar...
değer sahipleri yönetirler...
sahiplenenler kullanılırlar
güçleri değerlerini sahiplendiklerinin izni kadardır...

unutmayın...

ben dün sohbet ederken babamdan öğrendim...
kartallar yem olarak yakaladıklarını avladıkları zaman

yükseklere çıkarırlarmış...
zamanı gelince yeteri kadar yüksekten aşağı bırakır parçalarmış...
yediklerinin dışındaki kalan parçaları(kalan leşleri) 
diğer canlılara yem olurmuş...
(TDK)

***

''AŞAĞILIK DUYGULARI...''

Başka bir yazımda yazdığım bir konuyu tekrar hatırlayalım.Bakın ne yazmış bilge yazar Sever Tanilli '' Uygarlık Tarihi '' kitabı 14.sayfasında ,okuyalım.

http://www.idefix.com/kitap/uygarlik-tarihi-server-tanilli/tanim.asp?sid=YLG6RIKA5T1TL35BJAUH

Aynen aktarıyorum size,yorumsuz...

''Batıcılık,geri kalmış toplumlardaki aydınların,kendi toplumlarının geriliği karşısında,ilerlemiş toplumlara bakarak aşağılık duygularını hafifletmek için yapıştıkları bir hayal,bir toplumsal sakatlığın aydınlar arasında nükseden bir belirtisidir...''

Cumhuriyet sonrası oluşan ruhun,milli irade ve gücün,milli ordunun nasıl kullanıldığını,aldatıldığını ve zaafa uğratıldığını kırk yıldan beri,kitaplarından beş kuruş kazanmadan kendi emekli parası harcamaları ile karşılayan Talat Turhan'ı okumanızı da tavsiye ederim...Piyasada bulamayacağınız kitapları kendisinin sitesinden kitaplarım bölümünden okuyabilirsiniz.( http://www.talatturhan.com/kitaplarim.htm )

Daniele Ganser,'' NATO'nun gizli orduları'' kitabında '' TÜRKİYE'DE GİZLİ SAVAŞ '' bölümünde Talat Turhan 'dan özetle şöyle bahseder; ( Bkz. Sayfa 400)

''Türkiye'den çok az kişi meseleyi açıkca dile getirme cesaretini gösterebildi.Bu cesareti gösterebilenlerden bir subay Talat Turhan 'dı.Kontr -Gerilla ve karanlık sırlar hakkında konuşmayı sürdürdüğü için ordu tarafından öldürülmek istendi ve işkenceye maruz kaldı...Turhan '' Bunlar Nato ordularının gizli birimleridir'' dedi.Ancak kimse Talat Turhan dinlemedi...
Kontrgerilla işkencesinden sağ kurtulan Turhan,yaşamını kontrgerilla gizli ordusunu ve Türkiye'deki örtülü faaliyetleri araştırmaya adadı ve konu ile ilgili kitaplar yazdı... Daniele Ganser. ''

Kendisinden dinleyelim;

http://vimeo.com/4108578


Talat Turhan ,Derin Devlet,Küresel güçler,Gizli örgütler-Sivil Asker oluşumlar-SKY Turk TV-2009, Vimeo , TDK ,2008

Talat Turhan Uğur Mumcu ile resmini,kendisinin işkence gördüğü Ziverbey Köşkü önündeki resmini, kapak yaptığı ''Derin Devlet'' kitabında bu konu ve dünyadaki dernek,tarikat ve küresel çeteleşme hakkında uzun uzadıya yazmıştır...

Araştırmacı yazar Ersal Yavi 'nin '' Paraizm '' kitabından Jön Türk 'lüğe özenen ve şövalye ruhlu İttihat Terakki 'ciler hakkında,Osmanlıyı sona götüren olayları,sebep ve sonuçlarını ve o zamanki askeri öğrencilerin özendirildiği batı hayranlığı oluşumları tek tek belgeleriyle açıklamıştır...

***
halkın bir kısmı desen garibim ne yazılırsa ne seyrederse
anlamadan inanır olmuş
televizyonlarda yemek,evlenme,magazin seyrederken
emeklilikte bile geçim derdinde pazarlarda yerlere düşmüş

hepsi el adamının oyununun içinde ya da tezgahından geçmekte
ah benim yazık ülkem insanlarım
zavallıları m canlarım komşularım dostlarım
arkadaşlarım tanıdıklarım tanımadıklarım
kim bilir her biriniz bilinmez nerede
hangi başka bir durumlarda hallerde...

***
işte bu günün ve dünün aşağı yukarı özeti böyle
ister beğenirsin ister kabul etmezsin
ister kendini içinde bulursun
istersen dışında
ama gerçek bu değiştiremezsin

kalmayınca ve çökertilince
milli onur
milli ekonomi
milli eğitim
milli Ordu
milli Güvenlik güçleri
milli inanç
milli kültür
milli değerler ve terbiye bilinci...
millet...

işte ondan sonra
birey de çöker
toplum da çöker
sistem de çöker
Cumhuriyet'de çöker...
ülkenin her bir dik durulması gereken siperinde(lerinde) çömelme başlar...
apoletli-si de
takım elbiseli-si de
çömelme sonrası ve gerisi ne olur bilinmez...
bir gün gelir aymaz akıllar sonunda şaşar kalır...

siz dünün güzel olduğunu sananlar
bu günü algılayamayanlar
yarının ne olacağını hesaplayamayanlar
Geri-aklı tutulanlar
yaşanılan bu günlerin en kötü günler olacağını mı sanırsınız hala...
ne demiş demeye çalışmış bu ''satırların yazanı'' beş sene evvel size
''MUTFAKTAKİ ÇEKMECE '' de

http://www.ucnokta.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=3051
ucnokta.com 2005 TDK

ve sen dostum…
yani biz
hepimiz…
umursamazlığın aşağılık hafifliğinde…
sürdürüyoruz yaşamımızı
kendi çekmecelerimizde…

***
ama unutulmasın bu gün halen
halen bu Cumhuriyet'in Gazi'nin ve ülkenin 
neferi
generali
yurtseveri
aydını
hakimi
savcısı
polisi var bu ülkede
onlar halen bu ülke için çaba içinde ve can vermekte bazıları...

http://www.ucnokta.com/modules.php?name=roportaj&op=viewarticle&artid=1982 
(Komutanım Arkadaşım , Ekim 2009,TDK )

oysa ülkenin epey bir çoğu ve durumu fark-edemeyenler
bu ülke şehitlerinin arkasından yas bile ilan etmemekteler...

eğlencede
gezmede
zaten zamanında otuz binlerce ölenine bile yas tutmamış depremde...


söyleyin o zaman kim değer verir size biz vermezsek birbirimize
hepiniz el adamının makyajla-dığı sahte güzellikte
renkli çok şekilli içi boş tenekeler misali
hepinizden gümbür gümbür ses gelmekte
ama basınca üzerinize
her biriniz ve bu ülke çökmekte...

bakın
eğer akıllar gelmezse başa
olunmazsa bu ülkede birlik tüm halkıyla
kürdü ile
türkü ile
lazı
çerkezi
alevisi
sünnisi
dindarı
dincisi
ateisti ile
aydını
savcısı
hakimi
ordusu
polisi
milleti
tüm kurumları ile...
bir gün olur el adamı kuru yaprakların tırmıkla toplandığı gibi
toplar hepimizi...

gün olur devran döner
bu ülkedeki halk
ilahi hak
tartışmasız güçlü hukuk ve adalet bunların hesabını sorar...
Anadolu da ve bu dünya da önüne geçemeyecekleri kuvayi milliye ruhu ile
el adamını ve hizmetkarlarını iki birleşen değer ve bilinç yok edecek...

Mustafa Kemal Atatürk'ün ulus değeri ve bilinci...
Muhammed Mustafa'nın(s.a.v) inanç değeri ve bilinci...

Saygılarımla,
Tuncay D.Kalemoğlu
Haziran 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder